Esad ailesinin gerçek yüzü! Göz doktorluğundan liderliğe
Giriş:11.12.2024 04:26 Güncelleme:11.12.2024 06:08
Esad doktorluktan savaş suçlarıyla itham edilen, otoriter bir lidere nasıl dönüştü?
Beşşar Esed: Göz doktorluğundan, devrik liderliğe...
Şam'dan uçakla kaçtığı belirtilen Beşar Esad, bir zamanlar Londra'da göz doktorluğu eğitimi alırken, 10 yıldan uzun süredir devam eden kanlı iç savaşta büyük yara alan ülkenin baskıcı liderine dönüştü. Bugün ise an itibariyle Esed rejimi resmen sona erdi. Peki Beşar Esed döneminde ne yaşandı? Beşar Esed kimdir? Esed, doktorluktan otoriter birisine nasıl dönüştü? İşte detaylar...
Suriye'de muhalifler, 27 Kasım'da Esad'a karşı başlattığı operasyonla yıllardır rejim güçlerinin ve PKK/YPG'nin işgalindeki toprakları ele geçirerek ülkelerini özgürleştirdi. Londra'da göz doktorluğu eğitimi alan Beşşar Esad daha sonra mesleğini icra ederken nasıl cumhurbaşkanı oldu? Kardeşleri yerine cumhurbaşkanı olan Esad sadece bir proje miydi? Gazeteci Gaffar Yakınca ve Suriye Türkmen Hareketi Başkanı Ziyad Hasan Türkmen Esad'ın kirli geçmişini A Haber canlı yayınında anlattı. Esad'ın bir proje olduğuna değinen Yakınca," Hafız Esad öldükten sonra apar topar yerine getirilen bir genç. Esad ile Esma Londra'da oldukları halde orada değil de Şam'da tanıştılar. Adeta bir el onları organize etmiş." ifadelerini kullandı.
61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinden sonra Beşşar Esad'ın Rusya'ya kaçmasıyla birlikte Esad ailesinin bilinmeyenleri ortaya çıkmaya başladı.Londra'da göz doktorluğu yapan Beşşar Esad babasının ölmesinden hemen sonra cumhurbaşkanı oldu ve insanlara yıllar boyunca ızdırap yaşattı. Beşşar Esad hakkındaki gerçekleri Gazeteci Gaffar yakınca ve Suriye Türkmen Hareketi Başkanı Ziyad Hasan Türkmen A Haber ekranlarında açıkladı.
"BU BİR PROJE"
Gaffar Yakınca: Bir proje apar topar Hafız Esad'ın yerine yetiştirilen ve daha sonra o ölünce yerine geçen bir proje olan bir genç. Hafız Esad 1930 Laskiye doğumludur. Bir aşiretin başıdır. 1955'te pilot olarak Suriye Ordusu'na katılıyor. 1958'de Sovyetler Birliği'ne eğitim almak için gidip, daha sonra da hava komutanlığına kadar yükseldi. Suriye'de iktidarda olmasına rağmen 1971 yılında yapılan darbe ile iktidarı tamamen alıyor. Karısı Enise o da yakın bir köyden. O da 1930 doğumlu ve Hafız Esad ile uzaktan akrabalıkları olduğu söyleniyor. Hafız Esad ve Enise 1957'de evleniyorlar. İlk çocukları hayatta kalamıyor. 2. çocuğunun adı Büşra. Daha sonra sırasıyla; Mecd, Basil, Mahir ve Beşşar Esad'tır.
GÖZ DOKTORLUĞUNDAN CUMHURBAŞKANLIĞINA
Beşar Esad: Göz doktorluğundan Suriye liderliğine, ağabeyinin ölümü yaşamını değiştirdi
Suriye'de 13 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş, bu sabah saatlerinde muhaliflerin başkent Şam'a girmesiyle sona erdi. 53 yıllık Esad rejiminin sona erdiği Suriye'de şu an Beşar Esad'ın nerede olduğu bilinmiyor. Londra'da göz hastalıkları uzmanlığı eğitimi aldığı sırada ağabeyinin araba kazasında ölmesiyle yaşamı değişti. Beşar Esad, başlarda babasının halefi olarak yetiştirilmemişti ancak 2000'lerin başında Suriye Devlet Başkanı olarak koltuğa oturdu
Mecd mühendislik okuyan lakin aklında sorunları olan bir çocuk. 2008'de bilinmeyen bir hastalıkta ölüyor. Hafız'dan sonra onun yerine geçilecek kişi Basil olarak biliniyordu. Onun da enteresan bir hayatı var. Hız tutkunu, İsviçri'ye kayak tatiline gidiyor. Ölümü de çok enteresan. 33 yaşındayken kullandığı otomobilde kaza yapması sonucu hayatını kaybediyor. Bu öldükten sonra sıralama değişiyor. Beşşar Esad o sıralarda İngiltere'de göz doktoru. Çok fazla siyasete de ilgili birisi değil. Ağabeyi ölünce veliaht olarak o seçiliyor. Mahir'de şu an da asker. Suriye Ordusu'nun en kanlı birliği ola 4. tugayın kurucusu. Ama siyasi yönetim de elinde. Büşra'nın kocası ile Esad arasında gerilim oluyor ve Mahir bir tartışmada onu vuruyor. 1984'de Hafız Esad kalp krizi geçirip ve bir süre komada kaldı. Komada kaldığı sırada yerine 6 kişilik bir heyet atadı. ve o heyettekiler sünni kişilerden oluşuyor. Bunun üzerine kızı Büşra'nın kocası sen ülkemizi sünnilere verdin şeklinde bir kampanya başlatıyor ve Hafız'a darbe başlatıyor. Bu darbeyi de mahir engelliyor.
Enise'nin ailesi Makluf aile olarak biliniyor. Hafız Esad iktidara geldiğinde marksist görüşleri olan bir subaydı. Dolayısıyla karşısında Şam ve Halep'teki sermaya sahibi insanlar vardı. Hafız Esad'ın karısı Enisa'nın yeğeni Mahir Beşşar'ın çok yakınında olan bir insandı. Mahir, Beşşar Esad'ın karısı Esma ile Suriye'nin bankacılık, altyapı, telekom şirketlerinin en büyük hissadarları. Bir taraftan askeri bir diktatörlük, bir taraftan politik olarak monolitik bir rejim ve diğer tarafı da finansal olarak ülkeyi soyup soğana çeviren bir yapı.
Beşşar Esad babası öldükten sonra 2000 yılında yapılan bir seçimle yüzde 95 oy alarak cumhurbaşkanı seçiliyor. Esad'ın askerleri bir kurşun bile sıkmadan kaçtılar.
Bir de Beşşar ile Esma'nın aşk hikayesi var. Halep'te çekildikleri bir fotoğrafta giydikleri kıyafette dikkat çeken detaylar var. Fotoğrafta giyindikleri kıyafetlerde avrupalıyım mesajını veriyor. Esma'yı İngiltere'deki arkadaşı 'Emma' olarak bilirler. Hatta Türkiye'de de olmak üzere pek çok insan onu İngiliz sanıyor. İlk Çocukları sonra da kzıları Zeid en sonunda da Kerim dünyaya geliyor. Beşşar Esad göz doktoru ve Esma da bir kardiyolog doktorunun kızı. Esma First Lady olduktan sonra 2011 yılında ünlü bir dergi ile bir röpörtaj yaptı. O ropörtajı yapan ve 23 yıldır aynı dergide çalışan meslektaşımız Suriye'de iç savaş çıkınca istifa etmek zorunda kaldı. Esma Esad çok varlıklı, zengin birisi. İşinden istifa edip Beşşar Esad'la evlenmek için Şam'a geldi. Kendisi uluslararası bir finansçıdır. Bu bir proje aşkıdır. Çünkü; Suriye gibi bir ülkenin varlığına çöktü.
ESAD'IN İKTİDARA YÜKSELİŞİ
Suriye Türkmen Hareketi Başkanı Ziyad Hasan Türkmen: Beşşar Esad babası öldükten sonra yaşı tutmadığı için cumhurbaşkanı olamıyordu. Parlemantoda uydurdukları bir kanunla onun cumhurbaşkanı olmasını sağladılar. Suriye halkı memleketini seven ve gelişmesini isteyen bir halk. Beşşar Esad'ın Avrupa'da okuduğunu görüğü için babası gibi olmadığını düşündü. Esad Irak'a çok terörist gönderdi. ABD onu tehdit ediyordu. Recep Tayyip Erdoğan o zaman Başbakandı. ve onun araya girmesiyle sorun çözüldü. 2004 yılında Suriye'de muhalifler bir araya gelerek Şam Baharı adı altında toplantılar düzenlemeye başladılar. Toplantılar vesilesiyle bazı reformları cumhurbaşkanına teslim ettiler. Bir noktadan sonra da muhaliflerin birer birer toplanmaya başladığını gördük. Suriye halkı 2011 yılında gerçekleşen Arap Baharı başlayana kadar Esad'dan bir şeyler bekledi. Humuslular Esad'tan valinin değişmesini istiyor. Onu yapmayıp Dera'da parlemantoda insanların öldüğü bir günde 12 defa gülüyor. O dönemin Dışişleri bakanı ve Cumhurbaşkanımız da Esad'ın yanına gidip artık insanlara bir şeyler vaad et ki seni koruyabilelim diyorlar. Esad'ın halkı yok sayan bir yapısı olduğu için 12 defa kahkaha atıyor ve insanların ölüleriyle dalga geçiyor. Daha sonra da Suriye'de ortalık karışıyor.
Beşşar Esed: Göz doktorluğundan, devrik liderliğe...
Şam'dan uçakla kaçtığı belirtilen Beşar Esad, bir zamanlar Londra'da göz doktorluğu eğitimi alırken, 10 yıldan uzun süredir devam eden kanlı iç savaşta büyük yara alan ülkenin baskıcı liderine dönüştü. Bugün ise an itibariyle Esed rejimi resmen sona erdi. Peki Beşar Esed döneminde ne yaşandı? Beşar Esed kimdir? Esed, doktorluktan otoriter birisine nasıl dönüştü? İşte detaylar...
Beşar Esad, 1965 yılında Şam'da doğmuştur. Esad ailesi, Suriye'de güçlü bir Alavit (şii mezhebinin bir kolu) ailesidir ve Hafız Esad, Beşar'ın babası, 1970'ten 2000 yılına kadar Suriye'nin Devlet Başkanı olarak ülkeyi yönetmiştir. Beşar Esad, doktorluk eğitimi aldıktan sonra, 1994 yılında abisi Bassel Esad’ın trafik kazasında ölümünün ardından, babasının politikada bir numaralı varisi haline geldi. Ancak, Beşar Esad, başlangıçta liderlik için hazırlıklı değildi; siyasette aktif değildi ve tıp eğitimi alıyordu.
2000 yılında babası Hafız Esad'ın ölümünden sonra, Beşar Esad, Suriye'nin yeni devlet başkanı olarak göreve başladı. Bu geçiş, hafif reform vaatleriyle başladı; Beşar, özgürlükler ve ekonomik reformlar konusunda konuşmalar yaptı, ancak zamanla ülkenin otoriter yönetimi devam etti.
İç Politikada Yaptıkları
Başkanlık görevine başladığı ilk yıllarda Beşar Esad, Suriye'deki ekonomik reformları hızlandırmaya çalıştı. Bu süreçte, özel sektöre bazı özgürlükler tanınsa da devletin ekonomideki kontrolü hala güçlüydü. Esad, Batı ile ilişkilerinde de bazı yumuşamalara gitti. 2000'lerin ortalarına doğru, özellikle Fransa ile yakınlaşma çabaları görüldü.
Ancak, iç politikada büyük bir değişiklik gerçekleşmedi. Esad rejimi, hala çok güçlü bir şekilde güvenlik güçlerine, orduya ve devletin kontrol ettiği kurumlara dayanıyordu. Eleştiriler ise giderek arttı. Bu otoriter yönetim, ülke genelinde demokrasi talepleri ve ifade özgürlüğü isteyen grupları karşısına aldı.
Suriye İç Savaşı
2011 yılı, Beşar Esad'ın yönetimi için dönüm noktası oldu. Tunus'ta başlayan Arap Baharı, kısa süre içinde diğer Arap ülkelerine yayıldı ve Suriye'deki halk da daha fazla özgürlük ve demokrasi talep etmek için sokaklara döküldü. Ancak Esad hükümeti, bu gösterilere şiddetle karşılık verdi. Protestolar, kısa süre içinde kitlesel bir ayaklanmaya dönüştü. Esad, isyanı bastırmak için ordusunu ve güvenlik güçlerini kullanarak büyük bir sertlik sergiledi.
İç savaş, Esad'ın rejiminin ayakta kalabilmesi için dış müdahalelere de yol açtı. İran, Rusya ve Hizbullah gibi destekçiler, Esad yönetimini savunarak savaşın seyrini değiştirdi. Diğer taraftan, Suriye'deki muhalif gruplar, Batılı ülkeler ve Körfez ülkelerinin desteğini aldı. Bu da ülke genelinde büyük bir bölünmeye ve çatışmalara yol açtı.
Esad’ın Politikaları ve Rejiminin Hayatta Kalması
Esad'ın yönetimi, çeşitli dış müdahaleler ve askeri yardımlar sayesinde iç savaşın sonunda hayatta kaldı. Rusya'nın hava destekli operasyonları, Esad'ın topraklarını tekrar ele geçirmesine yardımcı oldu. Ayrıca, İran'ın desteklediği milis güçler ve Hizbullah da Esad rejimine bağlı kalmaya devam etti.
Esad, iç savaşı ve muhalefeti bastırmak için kimyasal silahlar gibi uluslararası hukuk açısından tartışmalı araçları kullanmakla suçlandı. Özellikle 2013 ve 2017 yıllarında kimyasal saldırılar gerçekleştirilmesi, Batılı ülkelerin Esad rejimine yönelik tepkisini artırdı, ancak Suriye’nin başkenti Şam’da Esad yönetimi hala güçlü bir şekilde kontrolü elinde tutuyordu.
Rusya sayesinde ayakta kaldı
Esad yönetimi, 2015 yılına kadar ciddi bir toprak kaybı yaşadı. Ancak Rusya’nın askeri müdahalesi, rejimin ayakta kalmasını sağladı. 2018 yılına gelindiğinde Esad, büyük şehirlerin kontrolünü yeniden ele geçirdi ve uluslararası arenada yavaş yavaş kabul görmeye başladı. Suriye, 2023’te Arap Birliği’ne geri alındı. Ancak ekonomik krizler ve bölgesel gerilimler, rejimin sürdürülebilirliğini tehdit etmeye devam etti.
Gazze Savaşı, Suriye'nin dengelerini sarstı
2023 yılında Gazze’de başlayan savaş, Suriye’nin iç dengelerini de sarstı. Lübnan’daki Hizbullah’ın zayıflaması ve muhalif grupların yeniden organize olması, Esad rejiminin zayıflığını gözler önüne serdi. Kasım 2024’te muhalif gruplar sürpriz bir saldırıyla Halep’i ele geçirerek rejimin çöküşüne giden yolu hızlandırdı. Esad’ın hikayesi, bir göz doktorunun dünya çapında tartışmalı bir liderliğe dönüşümünün trajik ve karmaşık öyküsüdür. Reform vaatleriyle başlayan iktidar dönemi, baskıcı bir rejime evrildi ve ülkesini yıkıcı bir savaşa sürükledi. Şimdi, Suriye halkı için yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin, yıllardır süren savaşın yaralarını sarıp saramayacağı ise belirsizliğini koruyor.
ESAD'IN 'SAHTE' ASKERİ KARİYERİ
Gaffar Yakınca: Bakın Beşşar Esad'ın üzerinde olan rütbe Fel Maraşal rütbesidir. Maraşal savaş kazanan birisine denir. Fel Maraşal da sahada aktif olup savaşlar kazanan birisidir. O bir göz doktoru general bile değil. Bu da Halep'i bombaladığı için. Esad ülkeden kaçtıktan sonra Suriye halkı evini yağmaladı. Orası artık Suriye halkının oldu. Onları Moskova'ya götüremediler. Bunun ailesi zeki bir aile. Çalışkan bir öğrenciymiş. Esad proje gibi duruyor. Esad ile Esma Londra'da oldukları halde orada değil de Şam'da tanıştılar. Adeta bir el onları organize etmiş. Hafız Esad'ın mezarına bakarsanız, mezardan ziyade tapınak gibi bir şey. Beşşar'ın abisi hız yaparken öldü ve onu da şehit ilan ettiler. Esma da ölseydi ona da azize diyeceklerdi.
Esad doktorluktan savaş suçlarıyla itham edilen, otoriter bir lidere nasıl dönüştü?
Şam‘dan uçakla kaçtığı belirtilen Beşar Esad, bir zamanlar Londra‘da göz doktorluğu eğitimi alırken, 10 yıldan uzun süredir devam eden kanlı iç savaşta büyük yara alan ülkenin baskıcı liderine dönüştü
Doktorluktan savaş suçlarıyla itham edilen, otoriter bir lidere nasıl dönüştü?
Suriye lideri Beşar Esad’ın yaşamında çok sayıda belirleyici an var ama belki de bunların en önemlisi, yaşadığı yerden binlerce kilometre uzaklıktaki bir trafik kazasıydı.
Beşar Esad, başlarda babasının halefi olarak yetiştirilmemişti. Suriye Cumhurbaşkanlığı makamına gelişine giden yol, ağabeyi Basil’in 1994’lerin başlarında Şam yakınlarındaki bir araba kazasında ölmesiyle açıldı. Beşar Esad bu sırada Londra’da göz hastalıkları uzmanlığı eğitimi alıyordu.
Basil’in ölümünden sonra, küçük kardeşini Suriye’de iktidara hazırlama planları yapıldı. Daha sonra, yüzbinlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin de evlerinden olan bir iç savaşta liderlik yaptı.
Peki, Beşar Esad nasıl doktorluktan savaş suçlarıyla itham edilen, otoriter bir lidere dönüştü?
Babasının mirası
Beşar Esad 1965’te Hafıs Esad ve Anisa Makluf’un çocuğu olarak dünyaya geldi.
Doğduğu sırada, Suriye, Orta Doğu ve ötesinde önemli gelişmeler yaşanıyordu. Arap milliyetçiliği bölgedeki çok sayıda ülkede bölgesel siyasete hakimdi ve Suriye de bundan farklı değildi.
Baas Partisi, Mısır ve Suriye arasındaki kısa ömürlü (1958-1961) birleşmenin ardından iktidara geldi ve Arap milliyetçiliği söylemini yaydı. Dönemin çoğu Arap ülkesi gibi Suriye de bir demokrasi değildi ve çok partili seçimler yoktu.
Esad ailesinin bağlı olduğu Alevi toplumu Suriye’deki en dezavantajlı gruplandandı ve bu zorluk nedeniyle çok sayıda Alevi Suriye Ordusu’na katıldı. Hafız Esad da bir subay ve Baas Partisi’nin sıkı bir destekçisi olarak ortaya çıktı ve 1966’da Savunma Bakanı oldu.
Hafız Esad gücü elinde toplamasından sonra 1971’de Suriye Cumhurbaşkanı oldu ve bu unvanı 2000 yılındaki ölümüne dek taşıdı. Bu uzun iktidar dönemi, Suriye’de bir dizi askeri darbenin yaşandığı bağımsızlık dönemine tezat oluşturuyordu.
Hafız Esad, ülkesini demir yumrukla yönetti, muhalefeti bastırdı ve demokratik seçimleri reddetti. Ancak dış politikada pragmatik bir çizgi izledi. Sovyetler Birliği ile ittifak yaparken, 1991’deki Körfez Savaşı’nda ABD öncülüğündeki koalisyona katıldı.
Tıp eğitimi ve Londra
Beşar Esad, siyaset ve askerlikten uzak farklı bir yol seçti. Tıp alanında kariyer yapmaya karar verdi.
Şam Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Londra’daki Western Göz Hastanesi’nde göz hastalıkları uzmanlığı için 1992’de İngiltere’ye taşındı.
2018’deki BBC yapımı “Tehlikeli bir Hanedan: Esadlar” adlı belgesle göre Beşar Londra’da yaşamın tadını çıkarttı. İngiliz şarkıcı Phil Collins’e hayrandı ve Batılı değer yargılarını benimsedi.
Beşar, gelecekteki eşi Esma el Akhras ile Londra’da tanıştı. Esma King College’ta bilgisayar mühendisliği okuyordu ve daha sonra bir yüksek lisans programı için Harvard Üniversitesine kabul edildi. Ancak yaşamı, kısa süre sonra bambaşka bir yola girecekti.
Hafız Esad’ın ikinci oğlu olarak, büyük oranda ağabeyi Basil’in gölgesi altında kalmıştı.
Basil’in Ocak 1994’teki ölümü Beşar’ın yaşamının yönünü değiştirdi. Derhal Londra’dan geri çağırıldı ve Suriye’nin bir sonraki lideri haline getirilmesine başlandı.
Beşar orduya katıldı ve gelecekteki rolü için kamuoyunda imaj oluşturmaya başladı.
Değişim hayalleri
Hafız Esad Haziran 2000’te öldü ve 34 yaşındaki Beşar, Suriye anayasasındaki 40 yaş gerekliliği değiştirildikten sonra ülkenin cumhurbaşkanı oldu.
Beşar Esad, 2000 yazında cumhurbaşkanlığına yemin ettiği sırada farklı bir siyasi tondaydı. “Şeffaflıktan, demokrasiden, kalkınmadan, çağdaşlaşmadan, hesap verirlikten, kurumsal düşünceden” bahsediyordu.
Cumhurbaşkanı olduktan aylar sonra, Esma Akhras ile evlendi. Hafız, Zein ve Kerim adlı üç çocukları var.
Başta, Beşar Esad’ın siyasi reform ve medya özgürlüğü söylemi Suriyeliler arasında umut yarattı. Liderlik yöntemi ve Esma’nın Batılı eğitiminin yeni bir dönemin işareti gibi görülüyordu.
Bu sırada Suriye’de “Şam Baharı” diye bilinen bir medeni tartışma ve ifade özgürlüğü ortamı yaşandı. Fakat güvenlik güçleri 2001’de muhaliflere baskı, tutuklamalara geri döndü.
Beşar Esad, özel sektörün gelişmesini teşvik eden kısıtlı ekonomik reformlara da gitti. Liderliğinin ilk yıllarında kuzeni Rami Makluf da büyüdü. Makluf büyük bir ekonomik imparatorluk kurdu.
Irak ve Lübnan
2003’teki Irak Savaşı, Beşar Esad ve Batılı yönetimler arasındaki ilişkilerde büyük bir bozulmaya neden oldu. Suriye Cumhurbaşkanı, Irak’ın ABD öncülüğündeki işgaline karşıydı. Bazı kesimler bu tutumu, Suriye’nin bölgede Amerikan müdahalelerinin bir sonraki hedefi olması korkusuyla açıkladı.
Aralık 2003’te ABD, Şam’a çeşitli gerekçelerle ambargo uygulamaya başladı. Gerekçelerin nedeni sadece Irak ile değil, Suriye’nin Lübnan’daki varlığıyla da bağlantılıydı.
Şubat 2005’te bölgedeki başlıca Suriye karşıtlarından biri, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri başkent Beyrut’un merkezindeki şiddetli bir patlamayla suikasta uğratıldı. Dikkatler hızla Suriye ve müttefiklerine çevrildi.
Lübnan’de büyük gösteriler yapıldı ve Şam’a yönelik uluslararası baskı artırıldı. Bu durum da Suriye’nin Lübnan’deki yaklaşık 30 yıllık askeri varlığının sona ermesini beraberinde getirdi.
Suçlamalara karşın, Esad ve Lübnan’daki başlıca müttefiki Hizbullah, süreki Hariri’nin ölürülmesiyle konusundaki iddiaları reddetti. Özel bir uluslararası mahkeme bir Hizbullah üyesini 2020’de bu suçtan mahkum etti.
‘Arap Baharı’
Beşar Esad’ın iktidarının ilk 10 yılında Suriye’nin İran ile ilişkileri güçlendi, Katar ve Türkiye’yle ilişkiler de gelişti. Ancak bu durum daha değişecekti. Riyad’ın başta genç cumhurbaşkanına verdiği desteğe karşın, Suudi Arabistan ile ilişkiler inişli çıkışlıydı.
Beşar Esad genel olarak dış politikada babasının izlerini takip etti, doğrudan askeri çatışmalardan kaçınırken, dikkatli manevralar yaptı.
İktidardaki ilk 10 yıldan sonra, muhalif sesler bastırılmaya devam edilirken, Esad’ın yönetimi otoriter olarak tanımlanabilirdi.
Aralık 2010’da eşi Esma Esad Vogue dergisine bir söyleşi verdi ve evlerinin “demokratik” yönetildiğini söyledi.
Aynı gün Tunuslu seyyar sebze satıcısı Muhammed Bouazizi, bir kadın polisin kendisine tokat atmasından sonra kendini yaktı ve Tunus’ta, Devlet Başkanı Zin El Abidin Binali’nin devrilmesiyle sonuçlanan halk ayaklanmasını başlattı.
Tunus’taki ayaklanma, beklenmedik bir şekilde Arap dünyasında devrim hareketlerine ilham verdi ve Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’ye ulaştı.
Mart 2011’de “Çölde Bir Gül” başlığıyla yayımlanan (ve sonradan geri çekilen) Vogue söyleşisinde Suriye “bombalı saldırılardan, gerilimlerden ve adam kaçırmalardan uzak bir ülke” diye tanımlanmıştı. Bu imaj, takip eden aylarda çok değişti.
Mart ortasında, başkent Şam’da bir gösteri yapıldı ve günler sonra güneyeki Dera kentinde duvarlara Esad karşıtı sloganlar yazan çocukların tutuklanmasından sonra protestolar başladı.
Esad, Suriye halkına iki hafta sonra konuştu. Parlamentoda Suriye’yi hedef alan “komployu” boşa çıkarma sözü verirken, çok insanın ihtiyaçlarının karşılanamadığını da kabul etti.
Dera’da güvenlik güçlerinin göstericilere ateş açması, eylemleri daha da ateşledi ve çok sayıda kentte Esad’a istifa çağrılarında bulunulan gösteriler yapıldı. Şiddetle karşılık verilen eylemlerden “dış güçlerin güdümündeki sabotajcılar ve casuslar” sorumlu tutuldu.
Aylar içinde, vaziyet hükümet güçleri ve ülke genelinde silaha sarılan muhalifler arasındaki bir çatışmaya dönüştü.
Uluslararası müdahale, cihatçılar ve savaş suçları
Çatışma büyürken, uluslararası güçlerin artan müdahaleleriyle, BM’nin tahminine göre ölü ve yaralı sayısı onbinlerden, yüzbinlere çıktı.
Rusya, ve İran destekli silahlı örgütler Esad güçlerinin yanında müdahil olurken, Türkiye ve Körfez ülkeleri silahlı muhalif gruplara destek verdi.
Esad karşıtı gösterilerde başta herkes için demokrasi ve özgürlük çağrıları yapılırken, mezhepçilik yeniden su yüzünüe çıktı ve bazı muhalif örgütler, hükümeti Alevi azınlığı, Sünni çoğunluğun üzerinde tutmakla itham etti.
Bölgesel müdahaleler mezhep ayrımını daha da derinleştirdi. İslamcı güçler Alevilere karşı düşmanca bir tutum takınırken, Hizbullah öncülüğündeki İran’a sadık Şii milisler Esad yönetimini desteklemek için ülkeye akın etti.
Komşu Irak’ta aşırılıkçı IŞİD örgütü yükselişe geçmişti. Örgüt Suriye’de de toprak kazanmak için iç savaştan faydalandı ve Suriye’nin doğusundaki Rakka’yı başkent ilan etti.
Ağustos 2013’te, Şam yakınlarında muhaliflerin elinde tuttuğu Doğu Guta’da yüzlerce kişi kimyasal saldırı sonucu öldü.
Batılı güçler ve Suriyeli muhalif gruplar saldırısından Esad yönetimini sorumlu tuttu. Şam iddiaları reddetse de, uluslararası baskı ve tehditler karşısında kimyasal silah stoğunun imha edilmesine onay verdi.
Ancak bu, başka kimyasal saldırılar da dahil olmak üzere, Suriye savaşındaki katlıamlara son vermedi. BM kurumları, çatışmanın tüm taraflarını cinayet, işkence ve tecavüz de dahil savaş suçları işlemekle itham etti.
2015’te ülkenin büyük bölümlerinin kontrolünü kaybeden Esad yönetimi çöküşün eşiğine gelmiş gibiydi. Ancak Rusya’nın askeri müdahalesi gidişatı tersine çevirdi ve Beşat Esad, önemli bölgeleri geri kazandı.
Gazze Savaşı
2018-2020 arasında bölgesel ve uluslararası anlaşmalarla hükümet güçlerinin Suriye’nin büyük kısmına hakim olduğu, İslamcı muhalif örgütler ve Kürt milislerin doğu ve kuzeydoğuda kontrolü paylaştığı bir düzen kuruldu.
Bu anlaşmalar Esad’ın konumunu güçlendirdi ve aşamalı olarak Arap diplomasi sahnesine geri döndü. Suriye, 2023’te Arap Birliği’ne yeniden girdi ve Arap ülkeleri Şam’da büyükelçiliklerini yeniden açtı.
Suriye’de son yıllarda kötüleşen ekonomik krize karşın, Esad iktidarına karşı en büyük meydan okumadan sağ çıkmış gibi görünüyordu.
Fakat Ekim 2023’te Hamas İsrail’e sürpriz bir saldırı düzenledi ve Gazze’deki savaşın etkileri hızla Lübnan’a, özellikle de Esad’ın müttefiki Hizbullah’a yayıldı.
Hizbullah çatışmada büyük kayıplar verdi ve bunlara örgütün lideri Hasan Nasrallah da dahildi.
Lübnan’da ateşkesin başladığı gün militan İslamcı Heyet Tahrir eş Şam öncülüğündeki muhalif örgütler sürpriz bir saldırı düzenleyip, hızla ülkenin en büyük kenti Halep’i ele geçirdiler.
Muhalifler hızla ilerleyip, Hama’yı ve diğer kentleri alırken, güney bölgeleri hükümetin elinen kayıp, gitti.
Başlıca müttefikleri İran ve Rusya yardımına koşamayacak durumdayken, Esad’ın konumu tehlikeye girdi ve 27 kasım’da başlayan muhaliflerin saldırısı, Suriye’den gelen haberlere bakılırsa başkent Şam’ın ele geçirilmesi ve Beşar Esad’ın bir uçakla ülkeden kaçmasıyla sona erdi.
YORUMLAR