Cezayir ile Fransa arasında çözüm bekleyen tarihi meseleler yeniden gündemde
Giriş Tarihi: 4.7.2020 19:24 Son Güncelleme: 4.7.2020 19:49
Fransa tarafından 170 yıldır alıkonulan Cezayirli direnişçilerin naaşlarından 24'ünün Cezayir'e getirilmesi, iki ülke arasında sömürge (1830-1962) dönemine kadar uzanan dosyaların yeniden açılmasına neden oldu. Direnişçilerin kafatasları ve naaş kalıntılarının ülkeye getirilmesi nedeniyle düzenlenen karşılama töreninde konuşan Genelkurmay Başkanı Said Şengariha ise "Bu kahramanların, sömürgecilerin elinde 150 yılı aşkın süre haksız yere tutulduğunu ve ırkçılık savunucusu lobilerin şantaj ve pazarlık konusu olduklarını" ifade etti.
Direnişçilere ait naaş kalıntılarının başkent Paris'teki İnsan Müzesi'nde tutulması ve Fransa'nın sömürge döneminde işlediği suçlar nedeniyle özür dilemeyi reddetmesi, iki ülke arasında sürekli gerilime yol açtı.
Cezayir yönetimi, dün direnişçilerden 24'ünün naaşını ülkeye getirdi. Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, söz konusu cenazelerin "tabii ve insani şekilde defnedilme hakkından 170 yıl mahrum kaldığını" söyledi.
Direnişçilerin kafatasları ve naaş kalıntılarının ülkeye getirilmesi nedeniyle düzenlenen karşılama töreninde konuşan Genelkurmay Başkanı Said Şengariha ise "Bu kahramanların, sömürgecilerin elinde 150 yılı aşkın süre haksız yere tutulduğunu ve ırkçılık savunucusu lobilerin şantaj ve pazarlık konusu olduklarını" ifade etti.
FRANSA'NIN ELİNDEKİ CEZAYİR ARŞİV BELGELERİ
Cumhurbaşkanı Tebbun'un, Arşiv ve Ulusal Hafızadan Sorumlu Danışmanı Abdulmecid Şeyhi de Cezayir haber ajansı APS'ye yaptığı açıklamada, ülkesinin sömürge dönemi arşivlerini geri alma konusunda taviz vermeyeceğini kaydetti.
Şeyhi, Fransa'nın tüm uluslararası normları çiğneyerek 2006'da Cezayir arşiv belgelerinin kamu malı olarak tanımlanmasını öngören bir kanun çıkararak bunları Cezayir'e teslim etmekten kaçındığını vurguladı.
Cezayir makamları ve tarihçiler, sömürge döneminde yüz binlerce arşiv belgesinin Fransa'ya kaçırıldığını ve bunların sadece yüzde 2'lik kısmının geri alınabildiğini belirtiyor.
FRANSA İLE 4 KONUDA YÜRÜTÜLEN MÜZAKERELER
Cezayir yönetimi, Fransa'daki arşiv belgeleri ile direnişçilerin naaş kalıntılarının geri alınması, Fransa'nın 1960-1966 tarihlerinde Cezayir çölünde gerçekleştirdiği nükleer deneylerin kurbanlarına tazminat ödenmesi ve 1954-1962 bağımsızlık savaşı sürecinde kaybolan 2 bin 200 kişiyle alakalı olmak üzere toplam 4 meselede Fransa'yla 4 yıldır müzakereler yürütüyor.
Cezayir Savaş Gazileri Bakanı Tayyib Zeytuni, bu yıl başında yaptığı açıklamada, Fransa'nın ciddiyetsizliği nedeniyle söz konusu müzakerelerin durdurulduğunu söylemişti.
Cezayir her defasında Fransa'dan sömürge döneminde işlediği suçları kabul etmesini ve bunlardan özür dilemesini talep ediyor ancak Paris yönetimi geçmişe bir sünger çekilmesi çağrısında bulunarak bu talebi yerine getirmiyor.
Cumhurbaşkanı Tebbun, 8 Mayıs 1945 katliamının 75. yıl dönümü münasebetiyle halka hitaben yaptığı açıklamada, "Fransa'nın, 1830-1962 arasında öldürdüğü insan sayısının 5,5 milyon olduğunu" ifade etmişti.
PARİS'TEKİ MÜZEDE 18 BİN KAFATASI BULUNUYOR
Fransa'nın başkenti Paris'teki İnsan Müzesi'nde dünyanın pek çok yerinden getirildiği belirtilen 18 bin kafatası bulunuyor.
Kimlik tespiti yapılan 500 kafatasından 36'sının 19'uncu yüzyıl ortalarında, Fransa'nın Cezayir'i sömürgesi altına almaya başladığı dönemde öldürülen Cezayirli mücahitlere ait olduğu belirlenmişti.
İnsan hakları örgütleri ve tarihçiler, Fransa'nın 1830-1962 yıllarındaki sömürge döneminde Cezayirlilere yönelik katliamlar gerçekleştirildiğini ve yüz binlerce kişinin tehcir edildiğini belirtiyor.
Cezayir İnsan Hakları Savunma Birliği, Fransız sömürgesi döneminde yaklaşık 10 milyon kişinin öldürüldüğünü kaydediyor.
Cezayir ile Fransa arasında çözüm bekleyen tarihi meseleler yeniden gündemde
Fransa tarafından 170 yıldır alıkonulan Cezayirli direnişçilerin naaşlarından 24'ünün Cezayir'e getirilmesi, iki ülke arasında sömürge (1830-1962) dönemine kadar uzanan dosyaların yeniden açılmasına neden oldu.
Direnişçilere ait naaş kalıntılarının başkent Paris'teki İnsan Müzesi'nde tutulması ve Fransa'nın sömürge döneminde işlediği suçlar nedeniyle özür dilemeyi reddetmesi, iki ülke arasında sürekli gerilime yol açtı.
Cezayir yönetimi, dün direnişçilerden 24'ünün naaşını ülkeye getirdi. Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, söz konusu cenazelerin "tabii ve insani şekilde defnedilme hakkından 170 yıl mahrum kaldığını" söyledi.
Direnişçilerin kafatasları ve naaş kalıntılarının ülkeye getirilmesi nedeniyle düzenlenen karşılama töreninde konuşan Genelkurmay Başkanı Said Şengariha ise "Bu kahramanların, sömürgecilerin elinde 150 yılı aşkın süre haksız yere tutulduğunu ve ırkçılık savunucusu lobilerin şantaj ve pazarlık konusu olduklarını" ifade etti.
Fransa'nın Cezayir Soykırımı ve Katliamı
Fransız Askerleri ve Cezayirli Kadınlar |
8 Mayıs 1945 tarihi Cezayir'de Fransa'nın soykırım başlangıcının tarihi. Fransa'nın Cezayirlileri soykırım yapmasının bu yıl ise 75. yılı. 5 milyondan fazla Müslüman Cezayirli bu soykırımda hayatını kaybetti. Kadın, çocuk, erkek, yaşlı ayırt etmeden Fransa, Müslüman halkın soykırımı için yıllarca uğraştı. Bu vahşetin görüntüleri ise sosyal medyada paylaşılıyor. Fransa'nın soykırım yaptığına dair vahşetin görüntüleri tarihe ışık tutuyor.
SOYKIRIM GÖZLER ÖNÜNE SERİLİYOR!
Cezayir'de Fransızların Cezayirli Müslümanlara yaptığı soykırıma dair bir videoda tarihten ders çıkarılacak görüntüler yer alıyor. Silah sesleri arasında bir Cezayirli erkeğin başına silahın kabzasıyla vuruşundan çocukların ve kadınların çaresizlik içindeki hallerine kadar birçok görüntünün birleştirildiği videoda Müslüman halkın soykırımı gözler önüne seriliyor. Fotoğraflarda da soykırıma dair ayrıntılar var.
Bilindiği üzere, Fransa ordusu havadan ve karadan Cezayirli Müslüman halka bomba yağdırarak, Setif ve Guelma'da bir anda 45 binin kişinin ölmesine neden olup soykırıma başlamıştı. Fransa ayrıca 26 yıl önce Ruanda'da da 800 bin insana da soykırım uygulamıştı.
CEZAYİR CUMHURBAŞKANI: FRANSA, 5,5 MİLYON CEZAYİRLİYE ETNİK TEMİZLİK UYGULADI
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Fransa'nın Cezayir'de uyguladığı soykırıma dair soykırımın 75. yılında da bir açıklama yayınladı. Yayınladığı açıklamada, 132 yıllık sömürge döneminde Fransa Cezayir halkının yarısını öldürdü. Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtu.
8 Mayıs 1945'te, başkent Cezayir'in 300 kilometre doğusunda bulunan Setif, Guelma ve Kharrata bölgelerinde, barışçıl gösterilerde ise 45 bin kişi öldürüldü. 132 yıllık sömürge döneminde, Fransa 5,5 milyondan fazla Cezayirliyi öldürerek, etnik temizlik yaptı" dedi.
Fransa'nın tarihindeki kara lekeler unutulmuyor
Fransa'nın tarihindeki katliamlar uluslararası kamuoyunun vicdanını rahatsız etmeye devam ediyor.
Tuğçenur Yılmaz |12.04.2019
Sömürgecilik faaliyetleri kapsamında koloniler kurarak özellikle Afrika'daki sömürgelerinde büyük insan hakları ihlalleri yapan Fransa'nın tarihindeki katliamlar, uluslararası kamuoyunun vicdanını rahatsız etmeye devam ediyor.
Fransa, 1524'te başlattığı sömürgecilik faaliyetleriyle Afrika'nın batısında ve kuzeyinde 20'den fazla ülkede hakimiyet kurdu. Afrika'nın yüzde 35'i, 300 yıl boyunca Fransa'nın kontrolünde kaldı.
Senegal, Fildişi Sahili ve Benin gibi ülkeler o yıllarda Fransa'nın köle ticaret merkezleri olarak kullanıldı ve bölgedeki tüm kaynaklar sömürüldü.
Fransa'nın Afrika'daki kara tarihi
Bölgede 5 asır süren kolonyal dönemde ve özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın ardından bağımsızlık mücadelesine girişen ülkelerde bu ayaklanmalar şiddetle bastırıldı ve 2 milyondan fazla Afrikalı hayatını kaybetti.
Öte yandan Fransa'nın dünya savaşlarında bağımsızlık vaadiyle kendi saflarında savaştırdığı ülke halklarının başlattığı ayaklanmalar da şiddetle bastırıldı. Bölgede beş asır süren sömürge dönemi ve bağımsızlık savaşları 2 milyondan fazla Afrikalının hayatına mal oldu.
İkinci Dünya Savaşı bitmeden kısa zaman önce bağımsızlık vaadiyle Fransa saflarında savaşan Cezayirlilerin başlattığı gösterilerde binlerce Cezayirli, Fransız askerleri tarafından öldürüldü. Tarihe "8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma" katliamı olarak geçen olaylardan Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 1962'ye kadar şiddet olayları sistematik şekilde devam etti.
Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 1 milyon kişi Fransızlar yüzünden hayatını kaybetti.
Fransa'nın, 1830'dan beri Cezayir toplumunu kültürel anlamda da bir soykırımla baş başa bıraktığı biliniyor. Cezayir'in kendi mahalli kimliğinin dışında 300 yıllık Osmanlı tarihinin de büyük ölçüde ortadan kaldırılmasına neden olan Fransa, ülkede birçok kültürel ve dini eseri kendi tasarrufunda istediği gibi dönüştürdü.
Tarihin en büyük soykırımında Fransa'nın rolü
Fransa siyasi nüfuz sahibi olduğu ülkelerde de büyük insan hakları ihlalleri gerçekleştirdi.
İnsanlık tarihin en büyük soykırımlarından kabul edilen, 800 bin kişinin öldüğü 1994 Ruanda soykırımında da Fransa'nın rolü olduğu ortaya çıktı.
Ruanda soykırımından hemen önce bölgedeki Fransız askerlerinin aldıkları istihbaratları değerlendirmeyerek bölgeden ayrıldığı, bazı Fransız askerlerinin ise bizzat katliamlara destek verdiği uluslararası raporlara yansıdı.
Fransa, 23 Haziran'da ülkenin güneybatısında sığınmacılar için güvenli bölge oluşturmak amacıyla Turkuaz Operasyonu'nu başlattı. Ancak Ruanda'da soykırımı engellemek yerine soykırımı yapan Hutu hükümetine silah ve bilgi sağladığı tespit edilen Fransa'nın aleyhine halen devam eden birçok uluslararası dava bulunuyor.
Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Le Figaro gazetesine 1998'de verdiği mülakatta, "O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil." ifadesini kullanması hala uluslararası kamuoyunca bilinen bir gerçek.
Fransız Mediapart internet sitesi, şubatta yayımladığı, "Ruanda soykırımı: Fransa'nın yalanları ortaya çıktı" başlıklı, Fransız Dış İstihbarat Birimi DGSE'ye ait bir belgeye dayandırdığı haberinde, Fransa'nın, Hutu milislerince yaklaşık 800 bin Tutsinin öldürüldüğü Ruanda soykırımının asıl sorumlularını gizlediğini yazmıştı.
Fransa soykırım arşivlerine erişimi engelliyor
Ruanda'da soykırımı yapan Hutu hükümetinin uzun süre destekçisi olduğu gerekçesiyle uluslararası kamuoyunda ve ülke içinde eleştirilen Fransa ayrıca soykırım belgelerine de erişimi engelliyor.
Soykırım dönemine dair arşivler üzerindeki "devlet sırrı" yasağı kaldırılmasına rağmen, Eski Cumhurbaşkanı Mitterrand tarafından konulan ikinci bir yasak nedeniyle söz konusu arşivlere erişilemiyor.
Fransa Anayasa Mahkemesinin Eylül 2017'de Ruanda soykırımı hakkında çalışmalar yapan bir araştırmacının, soykırım dönemine ilişkin cumhurbaşkanlığı arşivlerine erişim talebini reddettiği biliniyor.
Bütün bunların yanı sıra Fransa'ya karşı bağımsızlık savaşlarında büyük kayıplar veren ve ekonomileri çöken ülkelerden gelen işçilerin, düşük ücret karşılığında Fransızlara göre daha ağır şartlarda çalıştırıldığı da biliniyor.
YORUMLAR