Yeni parti sevdalıları hakkında dikkat çeken tespit: Ya gözleri dönmüş ya da....

Yalçın, söz konusu partiler hakkında " Ne kadrosu kadro, ne programı program, ne vizyonu vizyon. Nedir birbirinden farkları? Hiç... Kenardan izleyenler kendilerince anlam yüklemeye çalışıyor. Birinin daha muhafazakar olduğuna hükmediliyor birinin daha liberal duruş sergileyeceği iddia ediliyor. Bunların hepsi boş laf. Bütünlüklü olarak söyledikleri hiçbir şey yok." ifadelerini kullandı.

Yeni parti sevdalıları hakkında dikkat çeken tespit: Ya gözleri dönmüş ya da...

Giriş Tarihi: 14.03.2020  09:55 Güncelleme Tarihi: 14.03.2020 09:59

Sabah Gazetesi Hasan Basri Yalçın bugünkü köşe yazısında, kurulan yeni partiler hakkında ilginç tespitlerde bulundu.Yalçın, söz konusu partiler hakkında " Ne kadrosu kadro, ne programı program, ne vizyonu vizyon. Nedir birbirinden farkları? Hiç... Kenardan izleyenler kendilerince anlam yüklemeye çalışıyor. Birinin daha muhafazakar olduğuna hükmediliyor birinin daha liberal duruş sergileyeceği iddia ediliyor. Bunların hepsi boş laf. Bütünlüklü olarak söyledikleri hiçbir şey yok." ifadelerini kullandı.

İşte Hasan Basri Yalçın'ın "Parti kurmak" adlı köşe yazısı:

Her önüne gelenin parti kurduğu günlerden geçiyoruz. Sorsanız hangi derde deva olacaksınız diye üç beş soyut ve ezber ifadeden ötesi yok. Bakıyorum yeni kurulan partimsi yapılara. Ne kadrosu kadro, ne programı program, ne vizyonu vizyon. Nedir birbirinden farkları? Hiç... Kenardan izleyenler kendilerince anlam yüklemeye çalışıyor. Birinin daha muhafazakar olduğuna hükmediliyor birinin daha liberal duruş sergileyeceği iddia ediliyor. Bunların hepsi boş laf. Bütünlüklü olarak söyledikleri hiçbir şey yok.



Hele son kurulan tam bir fiyasko. Halbuki ne kadar çok anlam yüklenmişti. Aylarca çalışıldığı ve çok güçlü isimlerle ortaya çıkacağı falan düşünülüyordu. Bu kadar zaman çalışıp ortaya bunu çıkardılarsa şimdiden kendilerine bile umut olamadıklarını söyleyebiliriz. Bir televizyon programında bu isimilerin parti kuramayacağını düşündüğümü söylemiştim. Hala aynı kanaatteyim. Ortaya çıkanlar siyasi parti olmaktan çok uzak. Tabela asarlar. Üç beş toplantı yaparlar. Ama teşkilat bile kuramadıkları ortada. Zaten kurucular kuruluna falan bakacak olursanız ne dediğimi daha iyi anlarsınız. Üç beş eski bakan bulunup iliştirilmiş. Bu isimlerin çoğu bakanlıkları döneminde dahi popülerlik kazanamamış ve icra bakımından başarısız bulunmuş isimler. Üç beş iş adamı bulunmuş ama bu isimler partileri sürükleyecek kapasitede değil. Aslında konuyu test etmek kolay.



YA GÖZLERİ DÖNMÜŞ YA GAZA GELMİŞLER!
Şöyle kabaca bir düşünün. Bu listelerden aklınızda kaç tane isim kalıyor. Çok az değil mi? Durum buyken toplumsal destek hangi mekanizmalardan üretilecek? Bu partileri kuranlar hiç mi düşünmüyor? İki ihtimal var. Ya gözleri öylesine dönmüş ve hırsları kendilerini öylesine esir almış ki kendilerinin siyaset düzleminde hele de böylesi şartlarda hiçbir karşılıkları olmadığını göremeyecek haldeler. Ya da birilerinin fena halde gazına gelmişler. Bakıyorum da toplum önünde yeni partilere ihtiyaç olduğunu söyleyen ve bu partilerin akıl hocalığını yapanlar bile ortalıkta yok. Listelere girmemişler.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

Ali Babacan'ın yeni partisinde dikkat çeken isim! Derin ABD'nin RAND'cısı ile yoldaş!

Yeni Partisi için İçişleri Bakanlığı’na dilekçesini veren Ali Babacan’ı köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, partinin kurucular kuruluna bakılırsa pek de başarılı olamayacağını ifade ederek, “Listede eskilerin yanında yeni isimler de var ama bir ikisi hariç hiçbirinin "siyaseten" bir karşılıkları yok” diye yazdı. Övür, kurucular kurulu arasında bulunan Metin Gürcan’ın derin ABD’ye hizmet eden Rand Corporation ile çalıştığına da dikkat çekti.

İşte Mahmut Övür'ün konuyla ilgili o yazısı:
Yeni bir parti daha siyaset arenasına çıkıyor. Doğrusu muhalefet cephesinde yeni bir partiye ihtiyaç olduğu anketlere yansısa da, o ihtiyacı Ali Babacan'ın karşılamayacağı daha önce yaptığı açıklamalarla anlaşılmıştı. Şimdi kurucular kuruluyla da tescil edilmiş oldu. Listede eskilerin yanında yeni isimler de var ama bir ikisi hariç hiçbirinin "siyaseten" bir karşılıkları yok.

Karşılığı olabilecek olanların da Babacan dahil eski AK Partili olmaları bir paradoks oluşturuyor. Bu yüzden partinin genel başkanı olacak Ali Babacan bile partiyi tarif etmekte zorlanıyor:
"Siyasi yelpazenin tam ortasında ana akım bir parti olacağız"
Ne savunacakları konusunda da mevcut partileri, hatta tabela partilerini bile aşamayan bir yaklaşım var:
"Temel ilkeleri ihya eden, özgürlükleri demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ihya eden bu evrensel değerler temeline oturmuş kendi vatandaşı için çok daha yaşanabilir Türkiye'yi oluşturmak bugünün ihtiyacı."
Eski merkez sağ partilerinden gelen deneyimli bir siyasetçi, Babacan'ın çıkışlarını ve kurucular kurulunu şöyle değerlendiriyor:
"Listeyi gördüm, siyasette ağırlığı olanlardan çok siyasete hevesli ama büyük partilerde yer bulamayan ve sokakta karşılığı olmayan insanlar ağırlıkta. Seçim pazarlıklarında masada olma amacına uygun bir liste. Bunun ahaliyle bir alakası yok. Daha önemlisi AK Parti'de önemli görevlerde bulunduğu halde, hataları kalanlara yükleyip sevaplara sahip çıkılmasını bu millet yemez."
Açıklanan kurucular kurulu ve ortaya konulan siyasi söylem Babacan-Abdullah Gül ikilisinin yapabilecekleri tek şeyin, "pazarlık" olduğunu gösteriyor.

DERİN ABD'NİN RAND'CISI İLE BERABER
Saadet Partisi örneğinde olduğu gibi yeni sistem bu tür "pazarlık partileri"nin şansını arttırıyor. Buna bir çözüm bulunur mu bilemem ama bu gerçekten hareket eden derin ABD'nin düşünce kuruluşu Rand Corporation da "muhalefeti çeşitlendirin" önerisinde bulunmuştu.
Kim bilir belki de o öneriyi önerenlerden bir de Babacan'ın kurucular kurulunda yer alan Metin Gürcan'dı. Çünkü Gürcan, Türkiye'de "orta kademe askerler rahatsız" diyerek "darbe" olasılığından söz eden derin ABD raporuna en çok katkı veren isimdi.