Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasını tümden değiştirecek gelişme! Skandal yıllar sonra ortaya çıktı
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili soruşturmayı tümden değiştirecek bir gelişme yaşandı. Adli Tıp Genel Kurulu'nun 30 üyesi, "Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar" diyen 2011 tarihli "raporu" yalanladı. Yeni rapor FETÖ'nün merkezinde olduğu "suikast" iddialarını da güçlendirdi. İşte Muhsin Yazıcıoğlu davasını değiştirecek detaylar...
Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasını tümden değiştirecek gelişme! Skandal yıllar sonra ortaya çıktı
Giriş:26.07.202414:32 Güncelleme:26.07.2024 17:08
Son dakika | Muhsin Yazıcıoğlu'nun Adli Tıp Raporu A Haber'de! Büyük suikast izi! Olayın merkezinde FETÖ var
Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasını tümden değiştirecek gelişme! Skandal yıllar sonra ortaya çıktı
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili soruşturmayı tümden değiştirecek bir gelişme yaşandı. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesi, "Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar" diyen 2011 tarihli "raporu" yalanladı. Yeni rapor FETÖ'nün merkezinde olduğu "suikast" iddialarını da güçlendirdi. Muhsin Yazıcıoğlu'nun avukatı Selami Ekici A Haber yayınına katılarak bir kez daha FETÖ'yü işaret etti. İşte detaylar...
Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonucu yaşamlarını yitiren dönemin BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin ilgili Adli Tıp raporuna ulaştı. Ayrıntıları A Haber muhabiri Kübra Bal anlattı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünde Adli Tıp Raporu'na ilk kez A Haber ulaşırken, canlı yayına katılan merhum Yazıcıoğlu'nun avukatı Selami Ekici "Bu rapora ulaşmanız çok önemli. Çünkü bizim baştan beri iki iddiamız vardı. Bu olayın suikast olduğu, bu suikastın türbülans sebebiyle meydana geldiği ya da karbonmonoksit ile zehirlenerek kazaya sebebiyet verdiği noktasında iddialarımız vardı" dedi. Avukat Ekici hazırlanan ilk raporlara FETÖ'nün müdahale ettiğini ve bu nedenle karbonmonoksit konusunun dikkate alınmadığını belirtti.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun suikasta uğradığı ve FETÖ'nün soruşturmaya müdahale ettiğini ilişkin yeniden soruşturma yürütülürken çok önemli bir gelişme yaşandı.
ADLİ TIP'TAN "MUHSİN YAZICIOĞLU" KARARI
Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili tıbbi belgeleri yeniden inceleyen Adli Tıp Kurumu, soruşturmanın seyrini tümden değiştirecek bir karara vardı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine inceleme yapan Adli Tıp Genel Kurulu'nun en önemli tespiti "Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar" diyen 2011 tarihli Adli Tıp Raporu'nu tekzip etmesi. Adli Tıp Genel Kurulu'nun 30 üyesinin oy birliğiyle imzaladığı raporda "Ölüm sonrasında karboksihemoglobin oluşmaz (artmaz)" denildi.
İSMAİL GÜNEŞ'İN DURUMU ELE VERDİ
10 Haziran 2024 tarihli yeni rapor, Yazıcıoğlu ve beraberindeki helikopterin düşürülmüş olabileceği iddialarını güçlendiriyor. Çünkü helikopter düştükten sonra 5-6 saat kadar hayatta kalan ve telefonla yardım isteyen gazeteci İsmail Güneş'in kanında yüzde 27 karboksihemoglobin tespit edilmişti.
Karboksihemoglobin geçen 5-6 saatte düştüğü için ilk anlarda oranın yüzde 50 civarında olduğu tahmin ediliyordu. Bu oran ise helikopterin düştüğü an yaşananlarla uyuşmuyordu. Tıbbi olarak kanında yüzde 50 karboksihemoglobin bulunan birinin bayılması, şuurunu kaybetmesi gerekiyor. Oysa kazadan sonra yapılan otopside karbondioksit oranı en yüksek çıkan İsmail Güneş, diğerlerinin aksine uzun süre hayatta kalmış ve telefonla yardım isteyebilmişti.
ADLİ TIP GERÇEKLERİ GİZLEDİ
İşte 2011'deki tartışmalı rapor, bu çelişkiyi ve gazla zehirlenme iddialarını "Kandaki karboksihemoglobin oranı ölümden sonra da artabilir" diyerek yok etmeye çalışmıştı. Yani o dönemki rapora göre gaz oranı yüzde 50'den düşmemiş, İsmail Güneş öldükten sonra yüzde 27'ye yükselmişti. Adli Tıp Genel Kurulu'nun 30 üyesi son raporda "Böyle bir şey tıbben mümkün değil" kanaatinde. Adli Tıp Genel Kurulu, Kimya İhtisas Dairesi'nde yapılan tetkiklerde kanında yüzde 13,1 oranında karboksihemoglobin çıkan Yazıcıoğlu için de "Kişi (Yazıcıoğlu) ölüm öncesinde karbonmonoksit (CO) gazına maruz kalmıştır" diyor.
"HELİKOPTERE KURULMUŞ BİR SİSTEM OLABİLİR"
Adli Tıp, gazın bu seviyeye ne zaman yükseldiğini soran Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'na ise iki ihtimal olduğunu cevabını veriyor: "Helikopterin kalkışı ile düşüşü arasında geçen 25 dakikalık sürede iddia edildiği gibi helikopter içerisinde kurulmuş bir sistemle. Ya da kaza sonrası helikopter kabine içerisine dolan dumana maruz kalınarak bu düzeye çıkabilir."
Kurul, bu ikisi arasında tıbben ayrım yapılamadığını, konunun adli tahkikatla aydınlatılmasının daha uygun olacağını ifade ediyor. Yani Adli Tıp Genel Kurulu, Muhsin Yazıcıoğlu'nu ve diğerlerini gazla zehirleyerek ölümüne yol açan bir tertibat varsa bunu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile jandarmanın tespit etmesi gerektiğini söylüyor.
FETÖ'NÜN EN FAZLA ÖRGÜTLENDİĞİ DÖNEM
Yeni Şafak'ın aktardığına göre savcılık kaynaklarından ulaşılan bilgiler, 2011'de olayı örtbas etmeye çalışan kurulu FETÖ'nün mevzuata aykırı şekilde oluşturduğunu gösteriyor. Dönemin Adli Tıp Başkanı Cengiz Haluk İnce, Devlet Denetleme Kurulu'nun talebi üzerine bir kurul oluşturmak yerine Adli Tıp'ta görevli doktorlar Ahmet Sadi Çağdır, Yüksel Yazıcı ve Tansev Boran'ı incelemeyle görevlendirmişti. Teamüllere göre böyle bir incelemenin önce Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'na gitmesi gerekiyordu. Bu yapılmadığı gibi bir ihtisas kurulunda gerekli olan 5 üye şartı da yerine getirilmedi. İnce incelemeyi başını FETÖ'cü Ahmet Sadi Çağdır'ın çektiği 3 kişilik bir ekibe havale etti. İnce dönemi, FETÖ'nün Adli Tıp'ta en fazla örgütlendiği dönem olarak biliniyor. İnce, 15 Temmuz'un ardından gözaltına alınan isimlerden biriydi. FETÖ'nün Adli Tıp yapılanmasında önemli bir pozisyonda bulunan Ahmet Sadi Çağdır da raporda başrolü oynadı. Çağdır daha sonra FETÖ'den 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
KARBONMONOKSİT ORGANLARI ÇALIŞAMAZ HALE GETİRİYOR
Karbonmonoksit gazı solunduktan sonra akciğerler aracılığıyla kana geçiyor. Bu gaz kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobinle birleşerek karboksihemoglobin oluşturuyor.
Vücudumuzda yer alan oksijeni azaltarak karbonmonoksit ile yer değiştiren bu durum nedeniyle bir süre sonra kalp, beyin ve diğer organlar çalışamaz hale geliyor. Çoğu kez ölümle sonuçlanan bu olay, şofben, soba, maden ve araç egzozundan çıkan gaz nedeniyle de yaşanabiliyor.
RAPOR A HABER'DE
Yazıcıoğlu davasının gidişatını değiştirecek rapor A Haber ekranlarında gündeme getirildi.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun avukatı Selami Ekici de A Haber'e katılarak rapora ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AVUKATI FETÖ'YÜ İŞARET ETTİ
A Haber'e rapora ulaştığı için teşekkür eden Ekici, bu olaya FETÖ'nün müdahale ettiğine dikkat çekti.
Selami Ekici'nin açıklamaları şu şekilde:
"Bu rapora ulaşmanız çok önemli. Çünkü bizim baştan beri iki iddiamız vardı. Bu olayın suikast olduğu, bu suikastın türbülans sebebiyle meydana geldiği ya da karbonmonoksit ile zehirlenerek kazaya sebebiyet verdiği noktasında iddialarımız vardı.
"15 AY SONRA KARBONMONOKSİT ÇIKTI"
Baştan beri bu iddialarımız vardı. Ama ne yazık ki olaydan hemen sonra Çukurova Üniversitesi'nden aldırdığımız raporda karbonmonoksite rastlanmadığı hususu dile getirilmişti. Daha sonra Devlet Denetleme Kurulu tarafından Adli Tıp'tan bu inceleme istendi ve Adli Tıp karbonmonoksitin olduğunu ama 15 ay sonra inceleme yaptıkları için kanlarda bu oranın artmış olabileceği konusunda bir görüş de belirtti. Biz buna tabi itiraz etmiştik. Karbonmonoksitin 15 ay kalmasıyla artmayacağı bilakis eksileceği noktasında bilirkişi raporları aldırmıştık..
"YAZICIOĞLU'NUN KANINDA YÜZDE 13 ORANINDA VARDI"
Israrlı itirazlarımız neticesinde Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden bir rapor aldırdı ve bu raporda iddialarımızın doğru olduğu ortaya çıktı. Bilindiği gibi Adli Tıp'ın daha önce tespit ettiği raporlarda 26.7 Kaya İstektepe, yani merhum pilotta; yüzde 27 oranında da İsmail Güneş'te olduğu noktasında. Daha sonra Muhsin Başkan'da da yüzde 13 civarında bir karbonmonoksit tespit edilmişti. Şimdi tabi bu karbonmonoksit temiz hava alınca daha fazla eksilir. İsmail Güneş'in 3 saat konuştuğunu düşündüğümüz zaman HTS kayıtlarında olaydan sonra yaklaşık 4-5 saat yaşadığı noktasında bilgiler mevcut.
KARBONMONOKSİT HELİKOPTERE NASIL GİRDİ?
Şimdi bizim iddiamız şuydu; bu karbonmonoksitin helikoptere nasıl girdiği noktasında… O konuda da iki husus ön plana çıkıyordu. Birincisi jetlerin havada uçarken, havalandırma deliklerinden karbonmonoksit gazının sızdığı noktasında kokpite. Ama bunun zayıf bir ihtimal olduğu, en çok üzerinde durduğumuz ihtimalin ise rahmetli İsmail Güneş'in çantasına koyulmuş bir karbonmonoksitin aktif hale geldiği… Bu noktada bize isimsiz kişilerden istihbarati bilgiler de gelmişti olayın ilk günlerinde.
ÇANTADA DÜZENEK Mİ VARDI?
Muhtemelen bizim de üstünde durduğumuz husus İsmail Güneş'in çantasında bir düzeneğin olduğu noktasında. Biz daha sonra olaydan 4 yıl sonra İsmail Güneş'in çantasında bir inceleme yaptırdık ama bir şey çıkmadı. Sizler de takdir edersiniz ki olaydan 3-4 yıl sonra yapılan incelemede bunlara rastlanmayacağı açıktır. Ama bugün itibarıyla sizin de ulaşmış olduğunuz rapor dikkate alındığında bu noktadaki karbonmonoksit iddialarının gerçek olduğu ortaya çıkmıştır. İnşallah bundan sonra savcılık da bu rapor dikkate alarak bir ana soruşturma dediğimiz suikast davasında Muhsin Başkan'ın canına kast edenler hakkında kamu davası açacağına inanıyorum.
"FETÖ BU OLAYA MÜDAHALE ETTİ"
Tabi burada şuna dikkat çekmek istiyorum. Çukurova Üniversitesi'nde ve Adli Tıp'ta karbonmonoksit bile bile yok sayıldı. Gerek örgütlü yapı dediğimiz, o zaman biz 'paralel yapı' olarak ifade ediliyordu ki biz bunu da defaatle gündeme getirmiştik. Muhtemelen FETÖ yapılanmasının bu olaya müdahale ettiği ve bu karbonmonoksit seçeneğini de ortadan kaldırdığını göstermektedir. Ama netice itibarıyla hukuk Türkiye'de işliyor. 15 yıl sonra da olsa karbonmonoksit iddiamızın doğru olduğu ortaya çıkmıştır."
MUHSİN YAZICIOĞLU DAVASINDA ANA SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Öte yandan Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatına ilişkin Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden açılan ana soruşturma sürüyor.
Başsavcılıktan konuyla ilgili 25 Aralık 2020'de yapılan açıklamada, "Milletin gönlünde acısı hala taze olan bu elim olaya ilişkin tüm iddiaların eksiksiz ve ayrıntılı şekilde araştırılarak sonuçlandırılması için ana soruşturmanın kapsamlı şekilde yürütülmeye devam ettiği" belirtildi.
Soruşturmanın özellikle 15 Temmuz 2016 sonrasında elde edilen tüm deliller ışığında yürütüldüğüne dikkati çekilen açıklamada, "Gelinen aşamada, olayın nasıl meydana geldiği, olayın oluşumunda harici kişilerin kastı, kusuru ya da ihmali bulunup bulunmadığı gibi hususlarda tüm soru işaretlerinin giderilmesine yönelik yeni bir rapor hazırlanması için konusunda uzman isimlerden oluşan yeni bir bilirkişi heyeti teşekkül ettirilmiştir." ifadesine yer verildi.
FETÖ'NÜN SORUŞTURMAYA MÜDAHALESİYLE İLGİLİ DAVA AÇILDI
Soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili, aralarında terör örgütünün 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminden mahkum olan eski yarbay Davut Uçum ve eski astsubay Aydın Özsıcak'ın da olduğu 17 sanık hakkında hazırlanan iddianame, 25 Aralık 2020'de Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Sanıkların helikopterin düşmesinin ardından başlatılan soruşturma sürecinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ve örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda, soruşturmaya müdahale ederek örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmede bulundukları kaydedilen iddianamede, Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili soruşturmada, FETÖ'nün amaç ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok işlem yapıldığı, kurgu mahiyetinde gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller oluşturulduğu, aynı zamanda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarının istismar edildiği belirtildi.
GPS CİHAZI SÖKÜLMESİYLE İLGİLİ DOSYA BİRLEŞTİRİLDİ
Soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili dava dosyası ile helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde 10 sanığın yargılandığı dava, sanık ve eylem yönünden bütünlük oluştuğu gerekçesiyle 6 Ocak 2021'de birleştirildi.
Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan 10 kişiden 7'si her 2 dosyada da sanık olarak yer alırken, birleştirme kararı sonrası yeni 3 kişinin de eklenmesiyle Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasında sanık sayısı 17'den 20'ye çıktı. Muharrem Tunç'un vefatı sonrası sanık sayısı 19'a düştü.
Sanıklar, 22 Mart 2020'de ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. En son 21 Şubat'taki duruşma, ana soruşturmanın beklenmesi nedeniyle 5 Haziran'a erteledi.
ARAMA KURTARMA FAALİYETLERİNDEKİ İHMALE İLİŞKİN DAVALAR KESİNLEŞTİ
Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonrası yürütülen arama kurtarma çalışmalarındaki ihmallere ilişkin görülen davalar ise karara bağlandı.
Dönemin Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli olan FETÖ hükümlüsü eski emniyet amiri Dursun Özmen, helikopterin düşmesi sonrası "Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor" şeklindeki bilgi notunu hazırladığı iddiasıyla "görevi kötüye kullanma" suçundan yargılandığı davada mahkum oldu.
SON DAKİKA: Muhsin Yazıcıoğlu suikastını karartan FETÖ ekibi deşifre oldu: İşte isim isim liste
Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 25 Ocak 2020'de Özmen'i üst sınırdan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Yerel mahkemenin kararı, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince de hukuka uygun bulundu.
BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu suikastında flaş gelişme! FETÖ'cü itirafçı her şeyi anlattı: Adli tıp raporunda...
Yargıtay 5. Ceza Dairesince, ilk derece mahkemesi sıfatıyla 9 üst düzey kamu görevlisinin yargılandığı dava da 5 Şubat 2020'de karara bağlandı.
Bu kapsamda dönemin Kahramanmaraş Valisi Niyazi Tanılır, eski İl Jandarma Komutanı Sezai Akgün ve eski İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek'e "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 2'şer ay hapis cezası verildi, indirim uygulanmadı. 6 sanık hakkında ise beraat kararı verildi. Davanın itiraz incelemesi ise Ceza Genel Kurulunda sürüyor.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin bulunduğu helikopterin düştüğü tarihte Adana Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Korgeneral Ali Lapanta, eski Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu, dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve eski Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru hakkında, arama kurtarma faaliyetlerinde ihmali olduğu iddiasıyla "görevi kötüye kullanma" suçundan 16 Kasım 2020'de Kahramanmaraş 5. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı.
Yargılama sonucunda 15 Şubat 2021'de görülen karar duruşmasında, Orhan Birdal ve Mazlum Koçoğlu'na "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 1'er ay hapis cezası veren mahkeme, aynı suçtan Ali Arıduru'yu 1 yıl 3 ay, Ali Lapanta'yı da 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırarak, sanıklar hakkında indirim ya da erteleme yapılmasına yer olmadığına hükmetti.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi, 4 Mart 2021'de kararı hukuka uygun buldu.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 11 kişilik yeni bilirkişi ekibi görevlendirilirken, Yazıcıoğlu ailesinin avukatları da helikopterde hayatını kaybedenlerin kanındaki karbonmonoksit oranı ve hava hareketliği ile ilgili yeni rapor hazırlanmasını istemişti.
Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesi, BBP'nin eski lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili olarak yapılan skandalı yıllar sonra ortaya çıkardı. Meğerse önceden çıkartılan rapor hatalıymış. İşte tüm detaylar...
Bu Adli Tıp raporu, Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düştüğü olayla ilgili soruşturmayı tamamen değiştirebilir.
SORUŞTURMANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRECEK KARAR
25 Mart 2009’da helikopterinin düşmesi sonucu hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili tıbbi belgeleri yeniden inceleyen Adli Tıp Kurumu, soruşturmanın seyrini değiştirecek bir karara vardı.
“ÖLÜM SONRASI KANDA KARBONDİOKSİT ORANI ARTMAZ”
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine inceleme yapan Adli Tıp Genel Kurulu, "Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar" diyen 2011 tarihli raporu tekzip etti. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesinin oy birliğiyle imzaladığı raporda "Ölüm sonrasında karboksihemoglobin oluşmaz (artmaz)" denildi.
Yeni Şafak’ta yer alan habere göre, 10 Haziran 2024 tarihli yeni rapor, Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin helikopterin düşürülmüş olabileceği iddialarını güçlendiriyor. Helikopter düştükten sonra 5-6 saat kadar hayatta kalan ve telefonla yardım isteyen gazeteci İsmail Güneş’in kanında yüzde 27 karboksihemoglobin tespit edilmişti. Karboksihemoglobin geçen 5-6 saatte düştüğü için ilk anlarda oranın yüzde 50 civarında olduğu tahmin ediliyordu. Bu oran ise helikopterin düştüğü an yaşananlarla uyuşmuyordu. Tıbbi olarak kanında yüzde 50 karboksihemoglobin bulunan birinin bayılması, şuurunu kaybetmesi gerekiyor. Oysa kazadan sonra yapılan otopside karbondioksit oranı en yüksek çıkan İsmail Güneş, diğerlerinin aksine uzun süre hayatta kalmış ve telefonla yardım isteyebilmişti.
ADLİ TIP GERÇEKLERİ GİZLEDİ
2011’deki tartışmalı rapor, bu çelişkiyi ve gazla zehirlenme iddialarını "Kandaki karboksihemoglobin oranı ölümden sonra da artabilir" diyerek yok etmeye çalışmıştı. O dönemki rapora göre gaz oranı yüzde 50’den düşmemiş, İsmail Güneş öldükten sonra yüzde 27’ye yükselmişti. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesi son raporda "Böyle bir şey tıbben mümkün değil" görüşünde. Adli Tıp Genel Kurulu, Kimya İhtisas Dairesi’nde yapılan tetkiklerde kanında yüzde 13,1 oranında karboksihemoglobin çıkan Yazıcıoğlu için de “Ölüm öncesinde karbonmonoksit (CO) gazına maruz kalmıştır” diyor.
HELİKOPTERE KURULMUŞ BİR SİSTEM OLABİLİR
Adli Tıp, gazın bu seviyeye ne zaman yükseldiğini soran Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na iki ihtimal sunuyor:
“Helikopterin kalkışı ile düşüşü arasında geçen 25 dakikalık sürede helikopter içerisinde kurulmuş bir sistemle ya da kaza sonrası helikopter kabinine dolan dumana maruz kalınarak bu düzeye çıkabilir.” Kurul, bu ikisi arasında tıbben ayrım yapılamadığını, konunun adli tahkikatla aydınlatılmasının daha uygun olacağını belirtiyor. Adli Tıp Genel Kurulu, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve diğerlerini gazla zehirleyerek ölümüne yol açan bir tertibat varsa bunu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile jandarmanın tespit etmesi gerektiğini söylüyor.
EN FAZLA ÖRGÜTLENDİĞİ DÖNEM
2011’de olayı örtbas etmeye çalışan kurulun FETÖ tarafından mevzuata aykırı şekilde oluşturulduğunu gösteriyor. Dönemin Adli Tıp Başkanı Cengiz Haluk İnce, Devlet Denetleme Kurulu’nun talebi üzerine bir kurul oluşturmak yerine Adli Tıp’ta görevli doktorlar Ahmet Sadi Çağdır, Yüksel Yazıcı ve Tansev Boran’ı incelemeyle görevlendirmişti. Teamüllere göre böyle bir incelemenin önce Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’na gitmesi gerekiyordu. Bu yapılmadığı gibi bir ihtisas kurulunda gerekli olan 5 üye şartı da yerine getirilmedi. İnce, incelemeyi FETÖ’cü Ahmet Sadi Çağdır’ın başını çektiği 3 kişilik bir ekibe havale etti. İnce dönemi, FETÖ’nün Adli Tıp’ta en fazla örgütlendiği dönem olarak biliniyor. İnce, 15 Temmuz’un ardından gözaltına alınan isimlerden biriydi. FETÖ’nün Adli Tıp yapılanmasında önemli bir pozisyonda bulunan Ahmet Sadi Çağdır da raporda başrolü oynadı. Çağdır daha sonra FETÖ’den 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
KARBOKSİHEMOGLOBİN NEDİR ?
Karbonmonoksit gazı solunduktan sonra akciğerler aracılığıyla kana geçiyor. Bu gaz kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobinle birleşerek karboksihemoglobin oluşturuyor. Vücudumuzda yer alan oksijeni azaltarak karbonmonoksit ile yer değiştiren bu durum nedeniyle bir süre sonra kalp, beyin ve diğer organlar çalışamaz hale geliyor. Çoğu kez ölümle sonuçlanan bu olay, şofben, soba, maden ve araç egzozundan çıkan gaz nedeniyle de yaşanabiliyor.
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili soruşturmayı tümden değiştirecek bir gelişme yaşandı. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesi, "Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar" diyen 2011 tarihli "raporu" yalanladı. Yeni rapor FETÖ'nün merkezinde olduğu "suikast" iddialarını da güçlendirdi.