Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AKPM kararına tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKPM'nin kararıyla ilgili "Karar tamamen siyasi tanımıyoruz." açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AK Parti açıklaması Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sonuçlar açıklandıktan sonra partime geri döneceğim" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AKPM kararına tepki
Giriş Tarihi: 25.04.2017 22:50 Son Güncelleme Tarihi: 26.04.2017 06:52
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AKPM kararına tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKPM'nin kararıyla ilgili "Karar tamamen siyasi tanımıyoruz." açıklaması yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Reuters'a açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamentosu Meclisinin (AKPM) Türkiye kararıyla ilgili, "Şu anda Türkiye'ye karşı alınan bu karar tamamen siyasidir. Biz zaten böyle bir kararı tanımıyoruz" dedi. Hava operasyonlarına da değinen Erdoğan, Kuzey Irak'a yapılan harekatların, ABD'ye ve Rusya'ya daha önce bildirildiğini söyledi. Erdoğan, bölgede operasyonların sürdürüleceğini belirterek, "Sincar'ın PKK üssü olmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin, Türkiye'yi siyasi denetim altına almaya karar vermesine ilişkin açıklamasında "Kararı tanımıyoruz, karar tamamen siyasi" ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği PKK'yı terör örgütü kabul ediyor ama PKK paçavrasıyla orada 'hayır' kampanyası yapıyor. Bizler her zaman olumlu davrandık ama ne yazık ki Avrupa Birliği bizi davranmadı. Vizeler konusu, vizeler hala kalmadı
Erdoğan, YSK'nın resmi sonuçlarının açıklanmasının ardından partiye geri döneceğini de yineledi.
Şu anda Türkiye'nin gündeminde bir erken seçim yok
Bir seçim ile tekrar gündemi farklı bir yere kaydırmanın anlamı yok, Kasım 2019'a kadar işimize bakacağız, ekonomimizi güçlendireceğiz
Başbakan Yıldırım'ın kongre ile ilgili açıklaması normalde partinin kongre tarihlerinin akışının ifadesiydi; 2017 içinde kongre yapılamayacağı gibi bir şey söz konusu değil
YSK referandumun kesin sonuçlarını açıkladıktan sonra kurucusu olduğum partime hemen dönmem söz konusu ve döneceğim Partiye döndükten sonra (genel başkanlık konusunda) partimin yetkili kurulları ne gibi bir karar alır şu anda bunu ben söyleyemem
Bu tür talepler parti organlarından gelir, geldikten sonra bunu değerlendirir ona göre adımlar atarız.
Kabine revizyonu konusunda Başbakan ile bir müzakeremiz olmadı, bunlar hiç gündemimize dahi gelmedi.
"OPERASYONLARLA İLGİLİ ABD VE RUSYA'YA BİLGİ VERDİK"
TSK'nın Sincar ve Suriye Karaçok'ta bugün yaptığı operasyon kesinlikle peşmergelere karşı değil
Operasyondan önce ABD, Rusya ve Barzani'ye bildirim yapıldı
Operasyonda 5-6 peşmergenin öldüğü bilgisi geldi; bu bizim için arzu edilmeyen bir konuydu; bildirime rağmen bunun olması bizi üzdü
Bu operasyonun devamı gelecek; Sincar bizim için ikinci Kandil'dir; buna müsaade etmeyeceğiz
Sincar'da yaklaşık 2,000 PKK'lı var; tedbirimizi almaya mecburuz, aksi takdirde orası bir tehdit oluşturaca
Suriye'nin Esad'dan kurtulması lazım, Esad kaldığı sürece asla orada çözüm olmaz
Artık Esad'lı mı Esad'sız mı çözüm olacak, bunu konuşamayız; bırakalım Suriye halkı kendi liderini belirlesin
ABD ziyaretinde Trump ile ikili ilişkiler, Suriye, Irak, terörle mücadele konularını değerlendireceğiz
Atacağımız adımlardan biri de Rıza Zarrab ile ilgili olacak; Zarrab benim vatandaşımdır ve devletlerin bir görevi de vatandaşlarının hukukunu korumaktır
Erdoğan: 'ABD ve Rusya'ya bilgi verildi'
(Zarrab'ın) bir suçu varsa Türkiye'ye bildirilir ve gereği yapılır ama yoksa bazı şeyler uydurularak insanlar tutuklanırsa, vatandaşına sahip çıkamayan ülke konumuna düşersiniz
ABD'de tutuklanan Halkbankası GMY 7 kez ABD'ye girip-çıktı; son anda tutuklanması art niyetli bazı girişimler olduğunu gösteriyor
Bizim tespitlerimiz Halkbankası GMY'nin tutuklanmasında FETÖ ile ilgili bağlantılar olduğu yönünde
Bu konularda en azından idari noktada atılabilecek adımlar niye atılmıyor bunu başkan Trump'a soracağız
Reuters'a konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKPM'nin Türkiye'yi siyasi denetim altına alma kararını değerlendirdi.
Erdoğan, "Karar tamamen siyasi tanımıyoruz." açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AKPM kararına tepki
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'ndeki "Türkiye'de Demokratik Kurumların İşleyişi" konulu oturumun sonundaki oylamada, Türkiye'nin 2004 yılında çıktığı denetim sürecine geri dönmesini öngören tasarıyı onaylamıştı. Böylece AKPM; 45'e karşı 113 oyla Türkiye'yi siyasi denetime almıştı.
"OPERASYONLARLA İLGİLİ ABD VE RUSYA'YA BİLGİ VERDİK"Öte yandan TSK'nın Sincar'a düzenlediği hava harekatlarıyla ilgili konuşan Erdoğan,"Operasyonlarla ilgili ABD ve Rusya'ya bilgi verdik. Teröristler yok edilene kadar operasyonlar sürecek" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AK Parti açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sonuçlar açıklandıktan sonra partime geri döneceğim" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Reuters'e ropörtaj verdi.
Erdoğan AK Parti'ye dönüp dönmeyeceği sorusuna ise 'referandum sonuçları açıklanınca partime döneceğim' dedi.
Erdoğan: YSK'nın verdiği karar nihaidir onun daha ilerisi yoktur
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Reuters'a açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDE ERKEN SEÇİM YOK"Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında referanduma da değinerek Anayasa Mahkemesi ve AİHM'nin referandum sonuçları değerlendirme yetkisinin bulunmadığını söyledi ve ekledi: "Türkiye'nin gündeminde erken seçim yok."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonuçlar resmi bir şekilde açıklandıktan sonra AK Parti'ye geri döneceğini söyledi.
Erdoğan: Karar siyasi kabul etmiyoruzCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM), Türkiye'nin denetim sürecine alınmasına yönelik kararına ilişkin, "Şu anda Türkiye'ye karşı alınan bu karar tamamen siyasidir. Biz zaten böyle bir kararı tanımıyoruz. İstedikleri kadar böyle bir kararı almış olsunlar. Çok da büyütmüyoruz. Bu karar alınmıştır, geçmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Reuters'a verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
AKPM'nin "siyasi denetim" kararına ilişkin soru üzerine Erdoğan, Fransa'da pazar günü bir seçim yapıldığını hatırlatarak, bu seçimin OHAL şartları içerisinde gerçekleştiğini belirtti.
Fransa'da yaklaşık 1,5 yıldır neden OHAL uygulamasının yürürlükte olduğunu soran Erdoğan, "Sadece bir terör örgütüne karşı -ki sadece 15-20 kişinin öldürüldüğü bir terör olayıydı bu, bunun ardından- böyle uzun süreli bir OHAL uygulamasına başladı. Pazar günü yapılan seçim OHAL şartları altında yapıldı. Şimdi 15 gün sonra yapılacak olan seçim yine OHAL şartları altında yapılacak. Peki Fransa ile ilgili acaba böyle bir şart ve yahut böyle bir uygulama gündeme geliyor mu? Böyle bir şey asla yok. Türkiye'de devletin yıkılmasına yönelik bir darbe girişimi var. Bu darbe girişimine karşı Türkiye OHAL'i uygularken, silahlı kuvvetlerinin içerisindeki bu FETÖ mensuplarını temizliyorsunuz, emniyetin içerisindeki terör örgütü mensuplarını temizliyoruz, aynı şekilde devletin kurumlarının içerisine sızmış olan bu terör örgütü mensuplarını temizliyoruz. Bunu temizlemek mecburiyetindeyiz." diye konuştu.
Doğu Almanya ile Batı Almanya'nın birleşmesi sürecinde 500 bini aşkın insanın devletten temizlendiğini belirten Erdoğan, "Buna kimse bir şey diyebilmiş midir? Dememiştir. Şu anda Türkiye'ye karşı alınan bu karar tamamen siyasidir. Biz zaten böyle bir kararı tanımıyoruz. İstedikleri kadar böyle bir kararı almış olsunlar. Çok da büyütmüyoruz. Bu karar alınmıştır, geçmiştir." dedi.
Erdoğan: YSK'nın verdiği karar nihaidir onun daha ilerisi yoktur
Erdoğan, şu anda bu durumda olan 10 kadar ülkenin olduğunu dile getirerek, bunların içerisinde Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna Hersek, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna'nın bulunduğunu anlattı.
Dünyaya seslenen Erdoğan, "İşin hakikatı budur. Böyle bir hakikatın olduğu yerde insanları biz insanları özellikle vicdana bir defa siyasi yaklaşımlardan uzak olarak vicdanlarının sesini duymaya özellikle çağırıyoruz. Uyarlar uymazlar, hiç önemli değil ama biz hak ve özgürlükler noktasında mücadelemizi aynı samimiyetle sürdüreceğiz ama bu terör örgütlerine de başta PKK, FETÖ ve DEAŞ tüm bunlara karşı verdiğimiz mücadeleden asla taviz vermeyeceğiz, kararlı şekilde de yolumuza devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin (AB) kendini çek etmesi gerektiğini belirterek "AB şu anda bir dağılma sürecinin içerisine girmiştir. Bir tane, iki tane ülke şu anda AB'yi ayakta tutamaz. Bunu bilmeleri lazım ama Türkiye gibi samimi ve farklı bir inancı temsil eden ülkenin orada olması onlara güç katardı. Onlar halen bunun farkında değil çünkü AB'nin içerisinde halkı Müslüman olan bir tane ülke yok. Olursa sadece Türkiye olur ama bunu da 54 senedir hazmedemediler." dedi.
Erdoğan, Reuters'a verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Demokrasinin asla tek adam rejimi olmadığını ve olamayacağını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'da öyle bir darbe girişimiyle karşı karşı kalıyorsunuz ki 249 kişi şehit oluyor, 2 bin 193 yaralı var. Bütün bu insanların dalga dalga genişlediği bir Türkiye var. Düşünün ben o gece halkımı meydanlara çağırdığım zaman tereddütsüz meydanlara yürüdüler. Ben de halkımın arasına karıştım. Tabii ki bütün bu şehitlerin aileleri ve yaralıların aileleri meydanlarda bu yönetimle ilgili, referandumla ilgili yaptığımız mitinglerde hep bir şey söylediler. 'Benim evladımın ve eşimin, benim kardeşimin kanı yerde kalmasın. İdam, idam, idam' dediler. Benim de onlara verdiğim cevap ne olmuştur? Bu konuda karar halkımındır. Milletimin şu andaki sesini parlamentoya kim taşıyacak? Partiler taşıyacak. Partiler parlamentoya getirir, parlamento bu konuda böyle bir karar alır da bu da bana gelirse ben cumhurbaşkanı olarak böyle bir kararı onaylarım. Niye? Çünkü halkımın talebi budur da onun için. Demokrasi, halkların bir ülkeyi yönetimdeki sesi değil mi? Dolayısıyla onların sesine kulağımızı tıkamak mümkün mü? Hayır mümkün değil. Hatta ben şunu da söyledim. Gerekirse halka gidilir, bununla ilgili referandum yapılır, halk böyle bir referandumda eğer buna karar veriyorsa halkın talebine zaten uymak durumunda kalırsınız."
'ABD ve Rusya'ya bilgi verildi'
- "AB, Türkiye karşı hiçbir sözünü tutmamıştır"
İdamın uygulandığı ülke sayısının uygulanmayan ülkelerden çok daha fazla olduğuna dikkati çeken Erdoğan "O ülkeler AB üyesi değil diye mi onlar gündeme gelmiyor? Böyle bir durum var. Kaldı ki şu anda bizim ülkemizde henüz böyle adım atılmış değil. Şu anda parlamento açıldıktan sonra bu parlamento gündemine gelir mi, gelmez mi ayrı bir şey." dedi.
Türkiye'nin AB'ye 54 yıl önce başvurduğunu anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
"54 yıldır AB, Türkiye karşı hiçbir sözünü tutmamıştır, samimi davranmamıştır, dürüst davranmamıştır. En son 6 yıldan bu yana... Bakın Suriye'den, Irak'tan 3 milyona yakın insanı biz ülkemize kabul ettik. Bunlar nereden kaçıyordu? Bombalardan kaçıyordu. Biz bunları şu anda ülkemizde misafir ediyoruz. Peki AB tüm bu olaylar karşısında bize hangi sözü verdi? Dedi ki 'Temmuz 2016'da size 3 milyon avro vereceğiz. Verdi mi? Hayır. Hatta 'İkinci yine aynı yıl içerisinde bir 3 milyar avro daha vereceğiz.' Peki şu ana kadar verdiği ne biliyor musunuz? 725 milyon avro. BM Mülteciler Konseyi verdi mi? O da 550 milyon dolar verdi."
Erdoğan, Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarıyla beraber 25 milyar dolar harcama yaptığına işaret ederek şöyle konuştu:
"El insaf. Türkiye bu kadar büyük riskleri alacak, bu kadar insanı ülkesinde misafir edecek, Avrupa sürekli bunlardan kaçacak ve kalkıp halen Türkiye'nin üzerine üzerine gelecektir. Türkiye, şu anda bütün bunlara rağmen sabırla bu mültecileri ülkesinde ağırlamanın gayreti içerisinde. İster kabul ederler, ister etmezler. Irak'tan, Suriye'den ne kadar insan ülkemize gelirse gelsin biz bunlara kapımızı kapatmayacağız çünkü o bombalardan kaçan insanları biz dışlayamayız. Onlara gönlümüzü açtık, elimizdeki bir tas çorbayı onlarla paylaştık, paylaşmaya da devam ediyoruz."
- "Latin Amerika ülkelerine vize yok ama Türkiye vizeye tabi"
Lübnan ve Ürdün'ün de mültecileri kabul ettiğini dile getiren Erdoğan, "Avrupa ise dikkat edin hep kaçıyor, kabul etmiyor. Dolayısıyla biz onurlu şekilde bunlarla bütünleşmeye bu yolda da devam edeceğiz ama ben AB'yi özellikle sözünü tutmaya davet ediyorum. AB bugüne kadar sözünü tutmamıştır. Halen tutmamakta direnmektedir. Bize böyle kenardan köşeden bazı şeyler uydurmasının hiçbir anlamı yok." dedi.
Erdoğan, ilk dönemde 15 olan fasıl sayısının Almanya Başbakanı Angela Merkel ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ülkelerindeki seçimleri kazandıktan sonra 35'e çıkarıldığını hatırlattı.
Türk vatandaşlarına vize serbestisi konusunda ise Erdoğan, "Bakın Latin Amerika ülkelerine vize yok ama Türkiye vizeye tabi. 2015'in sonunda vizeler kalkacaktı, 2016'ya ertelediler. 2016'da ne yazık ki halen kalkmadı ve şu anda 2017'deyiz. Dürüst değiller. Bu gerçekleri de görmemiz lazım." dedi.
- "AB şu anda bir dağılma sürecinin içerisine girmiştir"
Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili Erdoğan, şu anda özellikle AB'nin tavrını çok merak ettiklerini bildirdi.
Bu ay sonunda Brüksel'de dışişleri bakanları toplantısı yapılacağına işaret eden Erdoğan, bu toplantıdan ne çıkacağını göreceklerini belirtti.
Erdoğan: Karar siyasi kabul etmiyoruz
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa eğer bu konularda, işte şu son bazı gelişmelerle birlikte bazıları çıkıyor ileri geri konuşuyorlar. 'Biz AB olarak Türkiye ile müzakereleri durdururuz' vesaire filan felan gibi şeyler yapıyor. Eğer anlayış ve mantık gerçekse o zaman tabii ki biz ne yapacağız, durumu gözden geçireceğiz çünkü Türkiye şu anda 35 fasılla ilgili her şeyde hazır. Türkiye'nin hazır olmadığı hiçbir fasıl yok. İstedikleri anda hepsini önlerine koyduk, koyuyoruz. Hangisini isterlerse. Bizim bu noktada açığımız yok ama onlar halen oyalıyorlar. Samimiyseler, dürüstseler AB'den Sorumlu Bakanım ve Dışişleri Bakanım dahil olmak üzere oturulur ve bir an önce bu iş hallolur. 'Ha bunu halletmeyeceğiz, biz 3-5 sene daha bunu sallayacağız' derlerse bize de o zaman yapacağımız tek şey kalıyor. Millete gitmek. İngiltere gitti mi millete? Gitti. Brexit kararını çıkardı mı? Çıkardı. Ne oldu. Şu anda çok da rahat huzurlu şekilde geleceğe yürüyorlar. Belki bunu şimdi başka ülkeler takip edecek. Buna 'hayır' diyemeyiz? Aynı şeyi mesela Norveç de yaptı. Biliyorsunuz Norveç'in girişiyle çıkışı bir oldu. Benzer bir şey Türkiye için niye olmasın? Çünkü karşımızdakiler samimi davranmıyor. Samimi davranmadığı için biz de başka çıkış yollarını bulmak zorundayız. Niye biz kadar bu kapıda oyalanalım ki? 54 sene dilek kolay. 54 sene Türkiye'yi AB kapısında oyalayacaksın, ondan sonra da niye böyle olacaksın. AB'nin kendi çek etmesi lazım. AB şu anda bir dağılma sürecinin içerisine girmiştir. Bir tane, iki tane ülke şu anda AB'yi ayakta tutamaz. Bunu bilmeleri lazım ama Türkiye gibi samimi ve farklı bir inancı temsil eden ülkenin orada olması onlara güç katardı. Onlar halen bunun farkında değil çünkü AB'nin içerisinde halkı Müslüman olan bir tane ülke yok. Olursa sadece Türkiye olur ama bunu da 54 senedir hazmedemediler. Belki de bu hazımsızlığın arkasında bu vardı. Şimdi bunlar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Onun için biz şu anda aynen gözlemedeyiz, beklemedeyiz. Her an her şey olabilir."
Erdoğan: Karar siyasi kabul etmiyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Sincar ve Karaçok dağlarına yaptığı hava harekatına ilişkin, "TSK'nın Sincar'da, Karaçok'ta falan yapmış olduğu bu operasyon kesinlikle Peşmergelere karşı bir operasyon değildir. Bu daha önceden zaten Sayın Barzani'ye bildirilmiş olan bir operasyondur." dedi.
Erdoğan, Reuters'a verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Gelecek ayın çok yoğun olacağını belirten Erdoğan, 30 Nisan'da Hindistan'a gideceğini, 2 Mayıs'ta burada görüşmeleri olacağını, daha sonra da Rusya ziyaretinde bulunacağını söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini ifade eden Erdoğan, Rusya'nın ardından ise Çin'i ziyaret edeceğini, burada en üst düzey katılımlı bir zirve olacağını, ardından da ABD'ye geçeceğini anlattı.
ABD Başkanı Donald Trump'la görüşeceklerini aktaran Erdoğan, telefonda 3-4 kez görüştüklerini fakat şu anda Türkiye-ABD ilişkileri, Suriye ve Irak gibi bölgesel sorunlar, Türkiye ile ABD'nin NATO üyesi iki ülke olarak savunma alanındaki dayanışması, terörle mücadelede PKK, PYD, YPG, FETÖ konularının ele alınıp değerlendireceklerini dile getirdi.
Bu konuda daha önce birçok belge ve bilgiyi ABD tarafına aktardıklarını hatırlatan Erdoğan, o belgeler çerçevesinde şu an yapılan bazı hazırlıklar olduğunu ve bunların da karşı tarafa iletileceğini bildirdi.
- Sarraf ile Atilla'nın ABD'de yargılanması
İş adamı Rıza Sarraf ile Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de yargılanmasına ilişkin Erdoğan, şöyle konuştu:
"Rıza Sarraf benim babamın oğlu değil ama benim bir vatandaşımdır. Devletlerin yöneticilerinin herhalde bir görevi de kendi vatandaşlarının hukukunu korumaktır. Eğer varsa bir suçu, bunlar bizim Adalet Bakanlığımıza da bildirilir ve gereği yapılır ama yoksa durup dururken hemen bazı şeyler uydurulmak suretiyle insanlar alınırsa o zaman tabii ki kendi vatandaşına sahip çıkamayan bir ülke konumuna düşersiniz. Diğer Hakan Bey ise bizim adeta devlet bankamız konumunda olan bir bankanın genel müdür muavinidir ve şu ana kadar Amerika'ya 7 kez girip çıkmıştır. Herhangi bir şey yokken son anda böyle bir şeyin genel müdür muavinimize uygulanmış olması, bunun burada art niyetli bazı girişimlerin olduğunu göstermektedir.
Belki burada da biz tabii FETÖ'yle ilgili bağlantıların olduğunu hissediyoruz, görüyoruz ve bizim yaptığımız tespitler de bu istikamettedir. Bu oyunun bozulması gerekiyor. Yani şu anda tabii ki Halk Bankası'nın tuttuğu avukatlar var, Sayın Sarraf'ın tuttuğu avukatlar var. Aynı şekilde bizim, şu anda devlet olarak bu konuda, tabii ki bizi işin içine sokmaya gayret edenler var, bu noktada avukatların çalışması var. Bütün bunların hepsini Sayın Başkan'la ele alacağız. En azından idari noktada atılabilecek bazı adımlar niye atılmıyor bunu soracağız. Feto denilen bu teröristin, yani burada yaklaşık 19 senedir 400 dönümlük bir arazi içinde misafir ediliyor olması düşündürücüdür. Yani en azından bu kişinin idari olarak gözaltına alınması veya tutuklanması beklentimizdir çünkü bu 170 ülkede adeta bir mikserdir. 'Eğitim, vesaire gibi bu tür hizmetler yapıyorum' kılıfına bürünmek suretiyle bu işleri yürütmektedir. Biz bunları da tabii Sayın Trump'la paylaşacağız. Görüşmemiz tabii ki zengin olacak, üzerinde duracağımız konular çok fazla olacak diye planlıyoruz."
- "TSK'nın operasyonu kesinlikle Peşmergelere karşı değil"
TSK'nın Sincar ve Karaçok'taki hava harekatına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, "TSK'nın Sincar'da, Karaçok'da falan yapmış olduğu bu operasyon kesinlikle Peşmergelere karşı bir operasyon değildir. Bu daha önceden zaten Sayın Barzani'ye, onlara bildirilmiş olan bir operasyondur." dedi.
Erdoğan, Türkiye için tehdit oluşturan terör örgütünün silah ve mühimmat gibi malzemelerinin bulunduğu yaklaşık 40 noktada kimsenin olmaması gerektiğinin ABD ve Rusya'ya da ayrıca bildirildiğini ifade ederek operasyon öncesinde de tekrar bildirimde bulunulduğunu vurguladı.
Erdoğan, "Yaklaşık 45 dakikalık bir süre içerisinde yapılan bu operasyonla buradaki bu noktalar yüzde 100 isabetle vurulmuştur fakat bu arada da 5-6 Peşmerge'nin öldüğü bilgisi bize geldi. Bu tabii bizim için arzu edilmeyen bir konuydu ama böyle bir şey söz konusu oldu. Bunun ne yazık ki önceden kendilerine bildirilmiş olmasına rağmen böyle bir neticenin çıkması bizim üzüntümüze muciptir." diye konuştu.
- "Son terörist yok edilinceye kadar mücadelemiz sürecek"
Operasyonların devamının gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kesinlikle, yani bizim oradaki terörle mücadelede hep söylüyoruz, son terörist yok edilinceye kadar bu mücadelemiz içerde ve dışarıda sürecektir. Kandil'de, Kuzey Suriye, Kuzey Irak'ta sürecektir. Mesela şimdi Sincar bölgesi bizim için, daha önce açıkladım ben, burası bizim açımızdan ikinci bir Kandil'dir. Biz ikinci bir Kandil'in oluşmasına müsaade etmeyeceğiz çünkü Sincar'da yaklaşık 2 bin civarında PKK'lı var. Biz orada böyle bir şeyin oluşmasına müsaade edemeyiz. Eğer müsaade edersek yarın orası bir tehdit oluşturacak. Tedbirimizi almaya mecburuz. Eğer biz bataklığı kurutmazsak, bataklık haline gelince bir daha burayı kurutmak mümkün değildir. Onun için adımlarımızı atmak zorundayız. Bunu Amerikalı dostlarımızla da paylaştık, paylaşıyoruz. Rus dostlarımızla da paylaştık, paylaşıyoruz. Aynı şekilde Kuzey Irak yerel yönetimiyle de bunları zaten sürekli paylaşıyoruz. Onun için son teröriste kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz çünkü bütün sınır vilayetlerimizde huzuru temin etmemiz lazım."
YSK'nın halk oylaması sonuçlarına ilişkin kesin kararını açıklamasının ardından partiye üyelikle ilgili herhangi bir başvuru yapıp yapmayacağına ilişkin soruyu cevaplayan Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın partinin olağan kongre tarihleriyle ilgili bir açıklama yaptığını aktardı.
Yıldırım'ın AK Parti'nin olağan kongre tarihinin 2018 yılı içerisinde olduğunu ifade ettiğini belirten Erdoğan, ancak bunun "2017 içerisinde herhangi bir kongre yapılamayacağı" anlamına gelmediğini söyledi.
Olağanüstü kongre kararlarını partinin yetkili kurullarının aldığını bildiren Erdoğan, "Şu anda şahsımın partime, kurucusu olduğum partime geçişim YSK'nın seçimlerin kesin neticelerini açıklamasından sonra olacaktır." dedi.
AK Parti'ye döndükten sonra partinin yetkili kurullarının ne gibi bir adım atacağını şu anda kendisinin söyleyemeyeceğini dile getiren Erdoğan, "Bu talep delegeden, MKYK'dan, Merkez Yürütme Kurulu'ndan gelir. Oralardan gelir, geldikten sonra da bunu değerlendirir, ona göre adımları atarız." diye konuştu.
Erdoğan: ABD ve Rusya'yı bilgilendirdik!Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Reuters'a konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sincar'a düzenlenen hava harekatıyla ilgili olarak, "Harekat öncesi Rusya, ABD ve K.Irak'ı bilgilendirdik. Terörden arındırılana kadar operasyonlar sürecek. Sincar'ın PKK üssü olmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
- "Putin bana 'Ben Esed'in avukatı değilim' dedi"
Suriye'ye dair hala bir umut olup olmadığının ve durumun iyileşeceğini düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Zaten Esed bir çözüm adresi değil ki. Suriye'nin Esed'den kurtulması lazım ki çözüme yürüyelim. Esed orada kaldığı sürece asla Suriye'de çözüm olmaz. Suriye'yi bu hale getiren o. Devlet terörü estiren o. Onunla beraber nasıl olacak da Suriye barışı yakalayacak? Kendi halkına, kendi vatandaşına tanklarla, toplarla saldıran, uçaklarla, varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla halkını öldüren bir insan çözüm aracı olabilir mi? Biz bugüne kadar hep söyledik, Esed'siz çözüm. Dediler 'Kim, DEAŞ mı?' Ya size DEAŞ'ı kim söyledi? DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. Şu ana kadar biz DEAŞ'tan binlerce insanı öldürdük. Niye? Çünkü onlar İslam'ın temsilcisi olamaz. İslam için onlar birer yüz karasıdır. İslam'la DEAŞ'ın yakından uzaktan alakası yok. Bunu bir defa Müslümanların kabul etmesi lazım. Ve asla savunmasız insanlara silah sıkmaya, onları öldürmeye ister Müslüman olsun ister olmasın kimsenin hakkı yok. DEAŞ bunları yapmıştır.
Dolayısıyla burada atılması gereken adım, ben bunu Sayın Putin'le görüştüm, Sayın Trump'la telefonda görüştüm, Sayın Obama'yla zaten çok görüştüm ama hiçbir netice alamadım. Şimdi bu dönemde görüşeceğiz ve diyoruz ki burada adımı gelin öyle bir atalım ki buranın kaderini Suriye halkı kendisi belirlesin. Demokrasi bu değil mi? Eğer demokrasi buysa bırakalım kararı Suriye halkı versin. Biz ne yapalım? Biz güvenliğini sağlayalım. ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, İran, hep beraber bir araya gelelim sandıkları getirelim Suriye halkı liderini seçsin. Partisini belirlesin. Öyle ülkeler var ki 20-30 tane parti var, burada da belki o kadar kurulacak. Bırakın kursunlar. Seçim yapılsın, sandıktan kim geliyorsa hepimiz ona 'Başımız gözümüz üstüne' diyelim, işi bitirelim ama ne yazık ki hep bize şunu söylediler 'DEAŞ gelir.' Ya sanki Esed'in yaptığı DEAŞ'tan iyi mi?"
- "Nihai kararı bırakalım Suriye halkı versin diyorum"
Türkiye'nin 3 milyon, Lübnan'ın 1,5 milyon ve Ürdün'ün de 1 milyon sığınmacı barındırdığına dikkati çeken Erdoğan, bu insanların kendi topraklarından kaçtıklarını vurguladı.
Bunun sebebinin de Esed olduğunu söyleyen Erdoğan, artık kalkıp da "Esed'li mi Esed'siz mi?" gibi bir tartışma yapılamayacağını, yapılırsa yazık olacağını ifade etti.
Suriye halkının liderini kendi belirlemesi konusunda hiçbir tereddüdü olmadığını belirten Erdoğan, bunun için çok da ideal isimler olduğuna dikkati çekti.
"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ise bunu dinlemediği" yorumu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Putin hatta bana şu ifadeyi bile kullanmıştır, 'Yani Erdoğan beni yanlış anlama, ben Esed'in avukatı değilim.' demiştir. Bunu bana Sayın Putin söyledi ama demek ki başka bazı şartlar, gelişmeler vesaire, bizimle paylaşamadığı şeyler olabilir ama şu anda Trump, Putin, biz, hatta İran, Suudi Arabistan, Katar çünkü bu işin içinde aktif roller aldıkları için, hep birlikte otururuz, konuşuruz ve bizler yardımcı oluruz. Ama nihai kararı bırakalım Suriye halkı versin diyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonuçlar resmi bir şekilde açıklandıktan sonra AK Parti'ye geri döneceğini söyledi.
Küçük ellerden kocaman satırlarFETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra binlerce çocuk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yazdıkları mektuplarla hislerini paylaştı. 15 Temmuz şehitleri için şiirler yazan, resimler yapan çocuklar, o gecenin çocuk yüreklerinde bıraktığı etkiyi kâğıda döktü. Bazı çocuklar da mektupla birlikte bisiklet almak için biriktirdikleri harçlıklarını şehit çocukları için gönderdi. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanlığı da çocuklardan gelen, mektup, şiir ve resimleri "Yeni Nesillerin Gözünden 15 Temmuz" adlı kitapta topladı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni ziyaret eden çocuklara, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çocuklara armağanı olan çocuk şarkıları CD'si ile birlikte verilen kitapta yer alan mektuplardan bazıları şöyle:
'BENİM SİLAHIM DUALARIM'
'MÜCADELENİZ EMİN ELLERDE'
HARÇLIĞIMLA POLİS AMCALARA BİNA YAPIN
BÜYÜYÜNCE GELİP TERÖRİSTLERİ KOVARIM
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Genelkurmay Karargahında elinde silahla dolaşan ve sivillere ateş ettiği belirtilen eski Binbaşı Gökhan Balcı'nın sivil kıyafetle karargah demirlerinden atlayarak kaçması görüntülere yansıdı.
Güvenlik kameralarından elde edilen fotoğraflar, darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin 221 sanık hakkında Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde hazırlanan "çatı iddianamesi"nin eklerinde yer aldı.
Buna göre, sivil kıyafetli Balcı'nın darbenin başarısız olduğu anlaşılan sabah saatlerinde başka bir sivil ile kışla çevre parmaklıklarından atlayarak yolun karşısına geçtiğine ilişkin görüntüleri kamera kayıtlarına yansıdı.
Balcı, kayıtlarda karargah katındaki merdivenden aşağı kata doğru ateş ederken ve vurulan bir kişinin taşınması sırasında da görülüyor.
Tekirdağ 8. Mekanize Piyade Tugayı Komutanlığında görevli eski Binbaşı Gökhan Balcı, ifadesinde, 15 Temmuz'da öğrenci alımları için görevlendirildiği Ankara'da bulunduğunu, babasının evinde olduğu sırada televizyondan İstanbul Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından kesildiğini ve bir kalkışma hareketinin olduğunu öğrendiğini söylemişti.
Telefonla Harp Okulu Komutanının emriyle Mamak'taki 28. Mekanize Tugay Komutanlığına çağrıldığını belirten Balcı, yaşananlar dolayısıyla Mamak'a gidemediğini ve kendisinin Genelkurmay Başkanlığına yönlendirileceğini düşünerek karargaha gittiğini anlatmıştı.
Balcı'nın Genelkurmay Karargahı içinde sivillere ateş ettiği görüntüler de daha önce ortaya çıkmıştı.
Görüntülerde, Balcı'nın sivil olarak Genelkurmay Başkanlığına girdiği, uzun namlulu silahla karargahta dolaştığı ve karargah katındaki merdivenden aşağı kata doğru ateş ettiği belirlenmişti.
PKK’ya 4’lü sortiTürkiye, önceki gece terör örgütü PKK'ya ait Suriye ve Irak'taki hedeflere yönelik dört ayrı hava harekâtını eşzamanlı gerçekleştirdi. Örgütün Irak'ın kuzeyinde bulunan Sincar Dağı'ndaki mevzileri ilk kez havadan vurulurken, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Karaçok Dağı, Irak'ın kuzeyindeki Metina kampı ve aynı bölgedeki Nirveseytu Tepe'ye bomba yağdı. Diyarbakır ve Adana'dan kalkan F-16'ların katıldığı harekât Genelkurmay Başkanlığı'nda kuvvet komutanları tarafından eşzamanlı takip edildi. Sabah saatlerine kadar süren harekâtta ilk belirlemelere göre en az 70 terörist etkisiz hale getirildi. Yurt içi operasyonlarda ise Hakkâri'de 6, Şemdinli'de 5, Şırnak'ta da 2 olmak üzere toplam 32 terörist etkisiz hale getirildi.
TÜRKİYE İLK KEZ VURDU
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden harekata ilişkin yapılan açıklamaya göre; Irak'ın kuzeyindeki Sincar Dağı bölgesine önceki gece 02.00'de düzenlenen iki ayrı hava harekâtında, bölücü terör örgütü PKK hedefleri "tam isabetle vuruldu. 40 terörist etkisiz hale getirildi. Sincar Dağı'nda vurulan hedefler arasında örgüte ait radyo istasyonunun da bulunduğu çok sayıda noktanın yer aldığı belirtildi. Peşmerge kaynakları Sincar Dağı'na yönelik harekâtta 5 peşmergenin de hayatını kaybettiğini ileri sürdü. Peşmergelere ait karargâhın PKK karargâhına çok yakın bir noktada olduğu bildirildi. Suriye'nin kuzeydoğusundaki Karaçok Dağı bölgesine düzenlenen harekatta ise PKK/YPG'ye ait barınma alanları, mühimmat depoları ve muharebe tesisleri imha edildi. 30 terörist öldürüldü. Harekâta dair terör örgütü YPG'nin sözcüleri de "bazı savaşçılarının öldüğünü" duyurdu.
GRİ LİSTEDEKİ TERÖRİST ÖLDÜ
PKK'nın Kuzey Irak kamplarına yönelik hava harekatında ölen teröristler arasında başına 300 bin lira ödül konan gri listedeki 'Bedran Cudi' kod adlı Sait Tanıt'ın da bulunduğu ortaya çıktı. Hava Kuvvetleri aynı saatlerde örgütün Kandil'deki Metina kampını da hedef aldı. Diyarbakır 2. Ana Jet Üssü'nden kalkan F-16'lar, örgüt kampında önceden belirlenen 3 sığınak ve bir silah mevzisini imha etti.
SINIRDAN GEÇEMEDİLER
Türk savaş uçakları Hakkâri Çukurca ile Kuzey Irak arasında yer alan Güven Dağı'ndaki askeri üs bölgesine sızmaya çalışan teröristleri de havadan vurdu. İnsansız hava araçlarıyla izlenen 6 terörist, Diyarbakır 2. Ana Jet Üssü'nden kalkan F-16'lar tarafından, Irak'ın kuzeyindeki Nirveseytu Tepe bölgesinde imha edildi. Öte yandan Hakkâri Şemdinli'de 5, Şırnak'ta da 2 terörist etkisiz hale getirildi. Ayrıca Şırnak'ta saldırı hazırlığı yapan teröristlerin bulunduğu mağara savaş uçakları tarafından vuruldu.
KARARGÂH'TA SICAK TAKİP
Komutanlar, Sincar operasyonunu karargâhta takip etti. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a operasyona ilişkin son gelişmeleri aktardı.
ABD askerleri, hainlerle birlikte vurulan noktaları ziyaret etti
ABD haber ajansı Reuters, ABD askerlerinin, beraberlerinde YPG üst düzey milanlarından Redur Halil ile birlikte vurulan alanlarda inceleme yaptığını duyurdu. Ajans, bölgeye gelen heyetin helikopterle vurulan noktanın yakınına inişine dair fotoğrafları da servis etti. ABD Dışişleri Bakanlığı harekata ilişkin ABD ya da DEAŞ'a karşı koalisyon ile yeterli koordinasyon sağlanamadığını ileri sürerken, ABD Savunma Bakanlığı da "Hava saldırıları konusunda son derece kaygılıyız" açıklamasını yaptı.
Sincar örgüt için neden önemli?
Mardin'in Nusaybin ilçesine yaklaşık 100 kilometre, Şırnak'ın Silopi ilçesi sınırına da 120 kilometre mesafede olan Sincar Dağı bölgesi, terör örgütü PKK'ya yeni barınma imkânı sunuyor. Kandil'in hedef olmasından sonra Sincar'a yerleşen PKK, yurt içine gönderdiği militanlarını ve mühimmatları da buradan temin etmeye başladı.
Org. Akar: Operasyonlar devam edecek
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, dün Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıl dönümü toplantısından ayrılırken SABAH'ın sorularını yanıtladı. Sincar Dağı ve Karaçok bölgesine çok sayıda sorti yapıldığını belirten Akar, "Önemli olan ülkenin güvenliği, bütünlüğü, milletin birliği, devletteki uyum. Güvenlik sağlanıncaya kadar harekâtlar devam edecek" dedi
Halk oylaması sonuçlarının değerlendirildiği CHPParti Meclisi (PM) toplantısı sona erdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde yapılan PM toplantısı 7,5 saat sürdü.
16 NİSAN'IN SONUÇLARI TARTIŞILDI
Sonrasında bir açıklama yapılmayan toplantıda, ağırlıklı olarak 16 Nisan'da gerçekleştirilen halk oylamasının sonuçları değerlendirildi.
Kılıçdaroğlu, PM üyelerinden tüm halkı kucaklayıcı üsluplarını sürdürmelerini istedi. CHP'nin halk oylaması sonuçlarına hukuki alanda yaptığı itirazları sonuna kadar sürdüreceği belirtildi.
"CHP SOKAK OLAYLARINI DESTEKLEMEYECEK ANCAK İZLİYORUZ"
Kılıçdaroğlu'nun, toplantıda kurumsal olarak "sokak eylemlerini" desteklemeyeceklerini ancak bunları izlediklerini söylediği de ifade edildi.
MECLİS'TEN ÇEKİLME GÜNDEME GELMEDİ
TBMM'den çekilme konusunun gündeme gelmediği toplantıda, 40'a yakın PM üyesi bölgelerindeki sonuçlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
KILIÇDAROĞLU MYK REVİZYONUYLA İLGİLİ YORUM YAPMADI
Parti kulislerinde dolaşan "MYK'de revizyon yapılacağı" iddialarının da bazı üyelerce dile getirildiği toplantıda, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun bunun yapılıp yapılmayacağı konusunda bir açıklamada bulunmadığı öğrenildi.
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY TALEP EDİLDİ
PM'de bazı üyeler ise olağanüstü kurultay, bu yapılmayacaksa da bir program veya tüzük kurultayı yapılması taleplerini iletti.
KILIÇDAROĞLU SICAK BAKMIYOR
Kılıçdaroğlu'nun olağanüstü kurultaya sıcak bakmadığı öğrenilirken, tüzük veya program kurultayları için ise "yapılabilir" dediği kaydedildi.
Üyelerin tüzük kurultayı istemelerindeki nedenin, MYK'nin PM içinden seçimle yapılması olduğu vurgulandı. Mevcut tüzükte MYK üyeleri PM içinden genel başkan tarafından atanıyor.
CHP Büyükçekmece'nin akciğerlerini 160 milyona sattıBüyükçekmece'de yaşayan vatandaşların nefes alabildikleri alanlardan biri olan Albatros Parkı, betonlaşmaya karşı verdiği mücadeleyi CHP'li belediye yüzünden kaybetti.
160 MİLYON LİRAYA SATTILAR
Referandum tartışmaları sürerken; CHP'li Büyükçekmece Belediyesi tarafından sessiz sedasız ihaleye çıkarılan park, 160 milyon liraya satıldı.
HEM DE TAKSİTLE
İhale şartları gereği, bu bedelin yüzde 25'lik kısmı olan 40 milyon lirası tahsil edilecek. Kalan rakam ise ikişer ay vade ve 7 eşit taksitlerle toplam 14 ay içerisinde tahsil edilmiş olacak.
BÜYÜKÇEKMECE'NİN GEZİ'Sİ
Albatros Parkı'nın satılmaması için direnişe geçen vatandaşlar, Diren Büyükçekmece adıyla bir grup kurmuştu. Grup üyeleri, "Büyükçekmece'nin Gezi Parkı'nı sattırmayacağız." diyerek günlerce eylem düzenlemişti.
Türk Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklarının 22 Nisan günü Irak'ın kuzeyinde bulunan Amediye ilçesinin Segire köyü kırsalına gerçekleştirdiği operasyonda ölen PKK'lıların kimlikleri, örgüte yakınlığı ile bilinen internet siteleri tarafından açıklandı.
Ölen 5 PKK'lının etkisiz hale getirildiği operasyonda öldürülenlerden birinin 'Bedran Cudi' kod adlı Şırnak nüfusuna kayıtlı 64 yaşındaki Sait Tanıt olduğu belirtildi.
Aynı operasyonda oğlu Mehmet Tanıt'ta ölürken, Sait Tanıt'ın 30 yıldır dağda olduğu ve İmralı'da çarptırıldığı ömür boy hapis cezasını çeken PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan Suriye'de iken ondan eğitim aldığına dair fotoğraflar da ortaya çıktı.
'Bedran Cudi' kod adlı Tanıt'ın, İçişleri Bakanlığı'nca yayınlanan aranan teröristlerle ilgili gri listede bulunuyordu.
İstanbul’da ‘Yeditepe Huzur’ uygulaması!İstanbul genelinde akşam saatlerinde "Yeditepe Huzur Uygulaması" gerçekleştirildi.
Uygulamaya terörle mücadele, narkotik suçlarla mücadele, mali suçlarla mücadele, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele ve trafik ekiplerinin aralarında olduğu 5 bin polis katıldı.
Uygulama kapsamında 200 noktada durdurulan araçlar didik didik aranırken, işyerlerinde de arama gerçekleştirildi.
Polis ekiplerinin şüpheli kişilere yönelik Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolleri yaptığı uygulamada, aranan şahıslar, silah ve bıçak taşıyan şüphelilerle uyuşturucu satıcıları üzerinde duruluyor.
Beyoğlu İmrahor Caddesi, Beşiktaş Levent, Fatih Balat ve Maltepe'de oluşturulan polis noktalarında, şüpheli görülerek durdurulan araçlar didik didik arandı.
Araçların içerisindeki kişilere de üst araması yapıldı. Denetimlerin gece geç saatlere kadar süreceği öğrenildi.
Mehmet Şimşek'ten Bild'de yer alan iddialara yanıt!Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye'nin Almanya'dan ekonomik yardım istediği" iddialarına ilişkin "Bild gazetesinin bugün internet sitelerine yansıyan haberi kesinlikle doğru değildir. Bağlamından çıkarılmış, çarpıtılmıştır" ifadesini kullandı.
Şimşek, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Alman Bild gazetesinin, bugün bazı internet sitelerine yansıyan, "Türkiye'nin Almanya'dan ekonomik yardım istediği" iddialarını içeren haberinin, "Kesinlikle doğru olmadığını" belirtti.
Konunun bağlamından çıkarıldığını ve çarpıtıldığını ifade eden Şimşek, "G20 Zirvesi'nde bir soru üzerine, Almanya'ya yaptığımız ziyarette Türkiye'nin yardım talebinde bulunmadığını, iş birliği önerdiğimizi söyledim." değerlendirmesinde bulundu.
Yorumla kural değiştirmeyizAnayasa Mahkemesi'nin (AYM) 55'inci Kuruluş Yıldönümü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı törenle kutlandı. AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın konuşmasındaki birçok ifade, üstü kapalı olarak CHP'nin girişimlerine karşı hukuki cevap olarak yorumlandı. Konuşmasının başında referanduma katılım oranından duyduğu memnuniyeti dile getiren Arslan, "Bu vesileyle halk oylamasının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi. "Değişinceye kadar mevcut anayasal sınırlar hepimizi bağlamaktadır" ifadesini kullanan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla bir anlamda bu sınırların koruyuculuğunu yapmakla görevli olan Anayasa Mahkemesi'nden anayasal sınırların dışına çıkması beklenemez, beklenmemelidir. Anayasa koyucunun, lafzı, anlamı ve amacı bakımından açık bir şekilde düzenlediği kuralları yorum yoluyla değiştirmek esasen mahkeme eliyle anayasa değişikliği yapmak anlamına gelir." Arslan, 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminden sonraki sürece Yüksek Mahkeme'nin nasıl baktığına ilişkin görüşlerini de açıkladı. Özgürlük ve güvenlik arasında hassas bir ilişki bulunduğunu hatırlatan Arslan, olağanüstü dönemlerde Anayasa Mahkemesi'ne önemli görevler düştüğünü belirterek, "Anayasa mahkemeleri bu görevi yerine getirirken hiç kuşkusuz olağanüstü yönetimin anayasal çerçevesi içinde hareket etmek durumundadır. Bu bağlamda Türk Anayasa Mahkemesi de norm denetimi ve bireysel başvuru alanında anayasal sınırlar içinde kalarak kararlarını vermektedir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salona gelişinde CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Yıldırım ve TBMM Başkanı Kahraman ile tokalaştı. Törene ilk kez katılan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 10'uncu sıradaki yeri beğenmeyince salonu terk etti. HDP 'den ise törene, parti sözcüsü Osman Baydemir katıldı.
Halk oylaması ile siyasi sonuçları birbirinden ayırt etmek lazım bugün bir seçim olsa partilerin oyu şu şekilde; AK Parti yüzde 50-51 bandında, CHP bir kader olarak yüzde 25'lerde, MHP yüzde 10-11 bandında, HDP' de yüzde 8-9 bandında.
Aslında dolayısı ile bu referandumda verilen oylar seçim sonuçlarını değiştirmiyor ki en azından AK Parti'den yüzde 5 civarında bir "Hayır" oyu verildiğini gördük. Seçim sonrası araştırmalarda bu daha iyi ortaya çıkar. Sadece biraz şu nedenle cesaretlenmiş olabilirler, MHP'nin muhalefet eden kanadı biraz gözünü karartmış bir şekilde genel merkez hilafına bir tutum sergiliyor. Muhtemelen Devlet Bahçeli ve MHP Genel Merkezinin beklediği bu grubun gidip Emine Ülker Tarhan gibi bir parti kurmasına yöneliktir. MHP pozisyonunu güçlendirdikten sonra muhtemelen cephe diye bir şey kalmayacak.
Referanduma verilen oylar siyasi partilerin oylarını değiştirmiyor. HDP oyunu yüzde 15'e çıkarmadı CHP'de oyunu yüzde 30'a çıkarmadı.
Bloomberg News'e mülakat veren Başbakan Binali Yıldırım, Bakanlar Kurulu'nda değişikliğini "kan tazelemesi" olarak değerlendirip "Bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızla istişare süreci içerisinde gerçekleştiririz. Önümüzdeki aylarda bu konuyu ele alacağımızı düşünüyorum" dedi. İngilizce olarak yayımlanan röportajda Yıldırım şu mesajları verdi:
AB maalesef halkoylaması sürecinde çok taraflı bir tutum içine girdi. AB değerlerinin yok olduğunu, bu süreçte gördük. AB'nin oturup gelecek vizyonuna karar vermesi lazım. AB'yi samimiyete davet ediyoruz. "Hıristiyan olmayan bir ülkenin yeri yok" düşüncesi kafalarının arkasında varsa, bunu dürüstçe ortaya koymaları lazım.
Başbakan Yıldırım, bugün saat 12.00'de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi Çankaya Köşkü'nde kabul edecek.
AKPM'NİN KARARI TAMAMEN SİYASİ
(AKPM'nin 'siyasi denetim' kararı) Bu karara şaşırmadık. Tamamen siyasi, Türkiye'nin gerçekleriyle örtüşmüyor. Önümüzdeki günlerde zannediyorum AB'de bu kararın yansıması görülecektir. Zaten AB ile ilişkilerimiz en olumsuz düzeye erişmiş gözüküyor. Bunun gelmesiyle de çok fazla bir değişiklik olmaz.
(TSK'nın Irak'taki Sincar ve Suriye'deki Karaçok dağlarına yaptığı hava harekatı)Türkiye terörle amansız bir mücadele yapıyor. Bir yandan Feto, ikinci husus PKK, üçüncü husus da DEAŞ örgütüne yönelik. Ülkemizin ve milletimizin can, mal güvenliğine yönelik tehditleridevam ederse, tehdidin a ülkesinden, b ülkesinden geldiğine bakmayız, tehdidi yerinde bertaraf etmek için adımları atarız. Yapılan operasyon bu anlamda değerlendirilmesi icap eden bir konudur.
YAPISAL REFORMLARA DEVAM...
"Mali disiplini asla elden bırakmayacağız. Bu bizim bütçemizin dengeleri açısından gerekli. İkincisi, yapısal reformlara kararlılıkla devam edeceğiz. Üçüncüsü, üretime yatırım yapmaya, teşvik yapmaya devam edeceğiz. 2017'de tahminleri olumlu anlamda yanıltacak bir sonuç alacağımıza inanıyorum. İç ve dış ortaklıklara da gidebilir. Her türlü firma alım satımı, parasal işlemler, tahvil çıkarma vs. Varlık Fonu bir anlamda Türkiye'nin finansal işlemlerde faiz yükünü azaltmaya yönelik, ülkeye katma değer sağlayacak her türlü fırsat sağlayan işlemlere girmesini öngören bir yapı. Dünyada bunun örnekleri var."
Türk Silahlı Kuvvetlerince Şırnak kırsalında devam eden operasyonda, bir mağarada tespit edilen ve saldırı hazırlığında olan bölücü terör örgütü üyesi teröristler, hava harekatıyla etkisiz hale getirildi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinden yapılan bilgilendirmeye göre, 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı unsurlarının Şırnak kırsalındaki operasyonu sürüyor.
Operasyon kapsamında, bir mağarada, saldırı hazırlığı içinde bulunan bölücü terör örgütü üyeleri tespit edildi. Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı savaş uçaklarınca 21.05 - 21.20 saatlerinde düzenlenen hava harekatında teröristlerin bulunduğu mağara tam isabetle vuruldu.
Sultangazi’deki Yürüyüş Dergisi’ne operasyonİstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri saat 02.00 sıralarında Sultangazi ilçesi, Fevzi Çakmak Caddesi'nde bulunan Yürüyüş Dergisi'ne operasyon düzenledi.
Operasyona Özel Harekat, Çevik Kuvvet polisleri, itfaiye ekipleri ve havadan da polis helikopteri destek verdi.
İtfaiye aracı merdiveni yardımıyla derginin bulunduğu kata çıkan özel tim ekipleri, balkondaki demirleri makas yardımıyla keserek içeri girdi.
Yaklaşık yarım saatlik çalışmanın ardından içeriye giren ekipler, dergi içerisinde arama yaptı.
Yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel dokümana el konulurken, gözaltılar hakkında bilgi verilmedi. Polis ekiplerinin çevrede de geniş çaplı güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Dink suikastına yönelik 3. iddianamede, 19 Ocak 2007 günü işlenen cinayetin öncesi, tetiğin çekildiği an ve sonrasının kayıt altına alındığı belirtildi. İddianamede, "Ogün Samast'ın caddenin karşısından yatay ve yüzüne yakın çekim yapacak şekilde kameraya çekildiği, cinayet öncesi, esnası ve sonrasını kapsayan tüm sürecin, örgütün amaçları doğrultusunda kullanmak üzere kayıt altına alındığı" belirtildi. İddianameye göre cinayet hazırlığı evresinde, Dink'in Bakırköy'deki konutu ve Beyaz Adam Yayıncılık adlı işyeri çevresinde Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinince 9 Ağustos 2006 tarihinde keşif yapıldı. İddianamede ayrıca "Dink cinayetinin, Fetullah Gülen'in sapkın dini inançları referans alınarak bir düzen getirmek için FETÖ/PDY'nin şiddet içeren bir başlangıç eylemi olduğu" belirtildi. "15 Temmuz'a giden süreçte, Hrant Dink cinayeti bu yolda attırılan ilk kurşundur" tespiti yapılan iddianamede, suikastın planlanması ve icrasında aktif rol alan bazı muvazzaf askerlerin, 15 Temmuz darbe girişiminde de aktif rol aldıklarının saptandığını da yer verildi.
Esmer'e tokat gibi cevaplar: 'Bir cümle ile CHP zihniyetini özetledi!'
Başbakan Binali Yıldırım, bugün saat 12.00'de Çankaya Köşkü'nde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşecek.