500 bin sözleşmeli kadroya geçti! Başkan Erdoğan açıkladı: İşte yeni hakları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen 'Sözleşmeliye Kadro Şöleni'nde konuştu. Erdoğan, ''İlk günlerini yaşadığımız 2023 senesini bu yılın tarihimiz ve hedeflerimiz açısından ifade ettiği anlama ve öneme uygun bir şekilde karşılıyoruz. Dün 2022 yılına ait ihracat ve dış ticaret rakamlarını milletimizle paylaştık. Toplam 254,2 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat meblağına ulaşmanın gururunu yaşadık. Görevi devraldığımızda yılda sadece 36 milyar dolarlık ihracat
500 bin sözleşmeli kadroya geçti! Başkan Erdoğan açıkladı: İşte yeni hakları
Giriş Tarihi: 3.1.2023 14:42 Son Güncelleme: 3.1.2023 16:26
Son dakika: 500 bin sözleşmeli için kadro şöleni! Başkan Erdoğan'dan önemli mesajlar | Memur ve emekliye zam oranını açıkladı
Son dakika haberi... Sözleşmeliye Kadro Şöleni ATO Congresium'da düzenlendi. Programda Başkan Recep Tayyip Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı münasebetiyle sizlerle beraber olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Memur-Sen Başkanımız Ali Yalçın kardeşime ve yönetim kurulu üyelerine gönüllerimizi bir araya getirdikleri için teşekkür ediyorum. Sizlerin vasıtasıyla 81 vilayetimizde ve yurt dışında devletimiz adına görev yapan tüm kardeşlerime buradan selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Yine sizlerin şahsında kamu görevlilerimizin tamamının yeni miladi yılını tebrik ediyor, hayırlı, bereketli, huzurlu bir yıl diliyorum.
İlk günlerini yaşadığımız 2023 senesini, bu yılın tarihimiz ve hedeflerimiz açısından ifade ettiği anlama ve öneme uygun bir şekilde karşılıyoruz. Dün 2022 yılına ait ihracat ve dış ticaret rakamlarını millerimizle paylaştık. Toplam 254,2 milyar dolar ile cumhuriyet tarihini nen yüksek ihracat meblağına ulaşmanın gururunu yaşadık. Görevi devraldığımızda yılda sadece 36 milyar dolarlık bir ihracat yapan Türkiye'den hamdolsun dünyanın her ülkesine ürün satan, bölgesinin üretim üssü olarak görülen bir ülke konumuna geldik. İnşallah 2023 senesini diğer alanlarla birlikte ihracatta da hedef ve ölçek büyüttüğümüz bir sıçrama tahtası yapmak istiyoruz.
Enflasyondaki yükselişi dikkate alarak memur maaşlarında yüzde 87 oranında artış yapmıştık. Ayrıca gelir vergisi muafiyeti, sözleşmeliye kadro, ek gösterge gibi pek çok adımla kamu çalışanlarımıza ilave imkanlar sağlamıştık. Açıklanan 2022 enflasyon oranına göre kamu görevlileri ve emeklilerinin ocak ayından itibaren geçerli yılın ilk yarısını kapsayan maaş artış oranı yüzde 16,48 olarak uygulanacaktır. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinde ise bu oran 15,4 olarak ortaya çıkmıştır. Buradan sizlere ve tüm milletime memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum.
Yeni memur ve emekli maaş oranımız, çalışanlarımıza, emeklilerimize, milletimize hayırlı olsun. Ülkemizin kritik bir döneminde şartları zorlama pahasına bu artış oranlarını milletimizin hizmetine sunmamızda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Bugün burada sözleşmeliden kadroya geçen siz kardeşlerimizin sevincine ortak olmak üzere bir aradayız. Kısa süre önce yaptığımız açıklamayla farklı kurumlarda çalışan yaklaşık 500 bin sözleşmeli personelimizin kadro beklentilerine cevap verdik. Bu kapsamda 4C'den 4B'ye geçenler, mahalli idareler personeli, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçıları, 50D'li araştırma görevlileri, vekil ebe, hemşire, aile sağlığı merkezi çalışanları gibi geniş bir alandaki sözleşmeli personelimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretiyoruz. Artık bu personelimiz de diğer kadrolu kamu görevlileri gibi sözleşmelerinin yenilenmemesi ihtimaliyle karşılaşmayacak.
Kademe ve derece ilerleme hakkına sahip olacak. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına girebilecek. Kurumlar arası yer değiştirme hakkını kullanabilecek. Eş durumu mazereti hakkının kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı aranmayacak. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idarenin tasarrufuna bırakılmayacak. Kullanılmayan izinlerini bir sonraki yıla aktarabilecekleri gibi ücretsiz izne ayrılma hakları da bulunacak. Yurt dışında eğitim veya görevlendirme, harcırah alma, arazi tazminatı alma, yemek ücreti yardımından faydalanma hakkına kavuşacak. Sözleşmenin personel tarafından feshi halinde iş sonu tazminatı ödenmemesi durumu son bulacak. Doğum sebebiyle sözleşmesi feshedilen sözleşmeli personelin doğum sonrası kuruma dönüşlerinde kurumun takdiri durumu gerekmeyecek. İstifa halinde aynı pozisyona dönememe durumu ile yönetici pozisyonlarında görevlendirme yapılmama durumu ortadan kalkacak. Yani aynı çatı altında beraber görev yaptıkları kadrolu meslektaşları hangi hak ve imkanlardan istifade ediyorsa, sözleşmeden geçen kardeşlerimiz de artık aynı haklardan faydalanabilecektir.
Farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimizle ailelerini bilfiil etkileyen bu adımın hayırlı olmasını diliyorum. Sözleşmeli personelimizin de inşallah bundan sonra çok daha büyük bir şevkle vazifelerine sarılacaklarına inanıyorum.
Halka hizmeti hakka hizmet gören bir medeniyetin mensupları olarak milletimize karşı sorumluluklarımızı layıkıyla ifade etmemiz gerekiyor. Hep söylediğimiz gibi millete hizmet yolunda bahane olmaz. Hangi makamda olursak olalım vazifemiz vatandaşlarımıza aşkla, samimiyetle, fedakarca hizmet etmektir. Kamu görevlilerimizin de mevzuat çerçevesinde mesuliyetlerini yerine getirirken mesuliyetlerini yerine getirirken meseleye bu zaviyeden bakmaları önemlidir. Bilhassa vatandaşlarımızla doğrudan muhatap olan hizmet birimlerimizin bu noktada daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyorum. Rabbim emeklerinizi ve gayretlerinizi zayi eylemesin.
Sözleşmelilerin kadroya geçiş süreçlerinde yoğun çaba harcayan Çalışma Bakanlığımız ile Memur-Sen yönetimini de ayrıca tebrik ediyorum. Niyet hayrolunca akıbetin de hayr olacağının en güzel, en somut örneklerinden biri sözleşmelilerin kadroya geçişi olmuştur. İnşallah hükümet olarak diğer çalışanlarımızla birlikte kamu personelimizin de yanında olmaya, sıkıntılarını özellikle çözmek suretiyle bu süreci devam ettirmeye gayret edeceğiz.
Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki sendikacılık salt ücret pazarlığı yapmak değildir. Sendikalarımızın ilk ve asli görevi ister kamu, ister özel sektör olsun emeği, emekçinin hakkını, alın terini ve hukukunu savunmaktır. Kuruluş ve işleyiş tarzı itibarıyla birer sivil toplum örgütü olan sendikalar, aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez aktörlerinden biridir.
SON DAKİKA: 500 bin sözleşmeli kadroya geçti! Başkan Erdoğan açıkladı: İşte yeni hakları... | Video
TÜRKİYE YÜZYILI'NIN ŞAFAĞI SÖKTÜ VE GÜNEŞİ DOĞMAYA BAŞLADI
"Türkiye Yüzyılı" vizyonunun sadece ulaşılması gereken ideali değil aynı zamanda başlangıcını 2023 yılının oluşturduğu uzun ve kutlu yolculuğu da ifade ettiğini açıklayan Erdoğan, birileri görmek ve kabullenmek istemese de Türkiye Yüzyılı'nın şafağının söktüğünü ve güneşinin doğmaya başladığını anlattı.
Erdoğan, bu asrın Türkiye'nin Yüzyılı olmasını kimsenin engelleyemeyeceğine işaret ederek, "Ne yularını emperyalistlerin tuttuğu terör örgütlerinin tehditleri ne siyaset mühendisliği ürünü kırık dökük masaların ayak oyunları, Türkiye Yüzyılı menziline varmamıza mani olamayacaktır." ifadelerini kullandı.
Gelecek 4-5 aylık kritik sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi eski, kötü ve karanlık günlerine geri döndürmek isteyenlerin boş durmadığını ve durmayacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde hepimiz yapmanın ve inşa etmenin son derece zor, yıkmanın da çok kolay olduğunun farkındayız. Yıkım ittifakının ve destekçilerinin hangi niyetleri taşıdıklarını, hangi saikle hareket ettiklerini, kime yaranmaya çalıştıklarını hep birlikte görüyoruz, izliyoruz. Kendi siyasi ömürlerini uzatma dışında hiçbir gayesi olmayan bu paravan yapıdan ülkeye de millete de kamu görevlilerimize de hayır gelmeyeceği açıktır. 2023 seçimleri, Türk siyaset sahnesinin 'altılı masa' denilen 6 benzemezin artık kabak tadı veren kavgalarından, entrikalarından, Bizans oyunlarından tamamen kurtuluşumuzun da miladı olacaktır."
Başkan Erdoğan, "Memur-Sen'in bugüne kadar olduğu gibi inşallah 2023 seçimlerinde de haktan, demokrasiden, kalkınmadan ve özgürlüklerden yana çok güçlü bir duruş sergileyeceğine inanıyorum. Bu noktada her ne olursa hangi sebeple olursa olsun birlik ve beraberliğimizden kesinlikle taviz vermememiz gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyorum. Rabbim 'muhabbetimizi, dayanışmamızı daim kılsın' diyorum." değerlendirmesinde bulundu.
BAKANI BİLGİN: HER SORUNU ÇÖZMEYE KARARLIYIZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Memur-Sen tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 1 trilyon doları bulan bir ekonomiye sahip olduğunu, yaklaşık 20 yıl önce 300 milyar dolarlık bir ekonomiyi, 1 trilyon dolara getirmenin başlı başına bir başarı olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyanın dört bir tarafındaki mazlumların yanında olduğunu vurgulayan Bilgin, milli gelirine oranla dünyada en fazla yardım eden ülkenin Türkiye olduğunu bildirdi.
Bu durumun Türkiye'nin gücünün ve tarihi kimliğinin bir ifadesi olduğunu dile getiren Bilgin, şöyle konuştu:
"Dünyanın enflasyon krizini yaşadığı, başta gelişmiş ekonomilerin perişan olduğu, üretimleri durdurduğu, enerji kriziyle nasıl ısınacaklarını düşündükleri, hatta tahıl krizi çözülmese açlıkla karşı karşıya kalacakları bir aşamada, Türkiye'nin yürüyüşü devam etmektedir ve devam edecektir. Türkiye'nin yıllardır girdabından kurtulamadığı bir sarmal vardı. Bu sarmal, yüksek faiz, yüksek enflasyon, devalüasyon, IMF ya da Dünya Bankası'nın masasına oturmak. Masaya oturduğumuz zaman bunlar bize, 'ekonominizi soğutun, ekonominizi küçültün, çalışanların gelirini düşürün' diyordu. Yani krizin maliyetini emekçilerin üzerine yıkıyorlardı. Türkiye bunun tersini yaptı. IMF programlarını elinin tersiyle ittikten sonra, kendi yolunda yürüme kararlılığına ulaştı ve bu kararlılıkta devam ediyor."
TÜRKİYE, SANAYİSİNİN SAYESİNDE BÜYÜYOR
Türkiye'nin, Kovid-19 salgını sürecinde büyümesini sürdüren ve ekonomisi pozitif ayrışan dünyanın sayılı ülkelerinden olduğunu vurgulayan Bilgin, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin kalkınmasını, büyümesini ve dinamizmini neresi oluşturuyor diye baktığımızda, sanayideki büyümenin bunun merkezinde olduğunu görüyoruz. Türkiye, sanayisinin sayesinde büyüyor. Toplam ihracat ürünlerimizin içerisinde sanayi ürünlerimizin payı yüzde 90'lara ulaşmış bulunuyor. Bu Türkiye'nin üretim gücünü gösterdiği kadar toplumun geleceğe sımsıkı sarıldığının, bu coğrafyadaki bütün olumsuz şartlara cevap verebilecek gücünün olduğunun da ifadesidir. Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye ekonomik bakımdan, dış politika açısından dünyaya meydan okuyan bir tavra geldiyse, bu 20 yıllık iktidarda sizin liderliğinizin vazgeçilmez bir yeri vardır. Önümüzdeki dönemde de bu yürüyüşümüzün devam edeceğine inanıyoruz."
KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZ HER SORUN AŞILACAK SORUNDUR
Bakan Bilgin, kalkınma, demokratikleşme ve sosyal dayanışma imkanını bir araya getirmesi halinde Türkiye'nin önünde kimsenin duramayacağın dile getirerek, şunları söyledi:
"Bugün karşı karşıya olduğumuz her sorun aşılacak sorundur. Çözülemeyecek sorun yoktur. Önümüzdeki bütün problemlere çözülecek meseleler olarak bakıyoruz. İşte 3600 ek gösterge meselesini çözdük, asgari ücret meselesinde çok önemli bir karara imza attık. Cumhuriyet tarihinin en yükseği olan 455 dolarlık bir asgari ücrete imza attık. Bu, Türkiye'nin emekçileri, çalışanları, işçileri ve memurlarıyla dayanışarak güçlendiğinin ifadesidir. Bugün de sözleşmeli personel konusundaki karmaşanın çözüme kavuşturulması için buradayız. Bu çözümle birlikte tüm sözleşmeli personeli, kamu personeli statüsüne kavuşturduk. Bu Türkiye'nin başarısıdır. Sayın Cumhurbaşkanım, önümüzde daha çözülecek çok şey var. Her sorunu çözmeye kararlıyız, bu büyük yürüyüşümüz inşallah sonsuza kadar devam edecek."
MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI YALÇIN : BİRÇOK TALEBİMİZİN KARŞILIĞINI ALDIK
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla ATO Congresium'da düzenlenen "Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gerçekliğini ve gerçeklerini çok iyi bildiklerini söyledi.
Başkan Erdoğan'ın 20 yıllık AK Parti iktidarında, büyük reformlar gerçekleştirerek milletin güven baremini çok yükselttiğini ifade eden Yalçın, Erdoğan'ın en zor zamanlarda sendikal özgürlüğün önünü açtığını dile getirdi.
Yalçın, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu konusunda sıkıntılar olduğunu ancak buna rağmen kanun çerçevesinde şekillenen özgürlüğü sonuna kadar kullandıklarını söyledi.
Başkan Erdoğan'dan taleplerde bulunduklarını ve bu taleplerin birçoğunun karşılığını da aldıklarını kaydeden Yalçın, Erdoğan'ın çözüm odaklı iradesinin sahaya yansımasında önemli sorumluluk üstelenen, çalışma hayatına ilişkin sorunları çok iyi gören ve sahaya vukufiyetiyle işlerini kolaylaştıran ve haklarını almakta rol üstlenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'e teşekkür etti.
Çalışma ve sosyal hayata ilişkin "Olmaz, yapılamaz." denilen, imkansız gibi gösterilen birçok hak ve özgürlüğü Erdoğan'ın döneminde elde ettiklerini vurgulayan Yalçın, bu süreçte hayata geçirilen düzenlemeleri hatırlattı.
Kadroyla buluşan sözleşmelilerin iş güvencesine kavuşacağını belirten Yalçın, bu personelin unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarına girebileceğini, tayin hakkını kullanabileceğini ve birçok özlük hakkına kavuşacağını söyledi.
EN BÜYÜK ZAM, ENFLASYONUN DÜŞMESİ VE PİYASA İSTİKRARININ YAKALANMASI
Çalışma hayatına ilişkin atılan adımların birbirinden kıymetli olduğunu ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:
"Korkunç manipülasyonlarla, spekülatörlerle, stokçularla, tekelci marketlerin fiyat oyunlarıyla ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu da bizler gibi sabit gelirlileri gerçekten zorluyor. En büyük zammın, enflasyonun düşmesi ve piyasa istikrarının yakalanması olduğunu her fırsatta ifade ediyoruz. Bugün açıklanan aralık ayı enflasyon rakamıyla belli olan, enflasyon farkı dahil yüzde 16,48'lik maaş/ücret artışına ilave olarak kamu görevlilerini ve emeklilerini rahatlatacak, sahada memnuniyet üretecek, ek zam talebimizi buradan iletiyorum. Memur-Sen ailesi olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her daim milli iradenin yanında olmaya, dimdik, sapasağlam durmaya ve omuz vermeye devam edeceğiz. Sivil anayasanın hayata geçtiği, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alındığı, gelişen büyüyen ve sadece bölgesinde değil, dünyada güçlü bir aktör olan yeni Türkiye'nin 'Türkiye Yüzyılı' şiarıyla hayata geçeceğine iman etmişçesine inanıyoruz. Çünkü bu konuda öz güvenimiz tam."
Yalçın, Başkan Erdoğan'a, kadroya geçen yaklaşık 500 bin sözleşmeli adına teşekkür etti.
3 YILI DOLDURAN ADAY MEMUR OLACAK
Sabah Gazetesi'nden Hazal Ateş'in haberine göre Ankara'da gerçekleştirilecek şölende Başkan Erdoğan'ın sözleşmelilere kadronun kapsam ve detaylarını açıkladı. Yapılan düzenlemeyle Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddesi temel dayanak haline getirilerek, "sözleşmeli personel statüsü" yeniden belirlendi. Buna göre, mahalli idareler dâhil 3 yılı dolmuş sözleşmeliler bir yıllığına aday memurluğa geçirilecek.
Düzenlemeden kamudaki 520 bin sözleşmeli personelden 500 bine yakını yararlanabilecek. Kurumsal sözleşmeli personel ile mahalli idarelerde görev yapan yaklaşık 197 bin sözleşmeli personel süre aranmadan kadroya geçirilecek.
SÜRE ARANMADAN KADROYA GEÇECEK
Sayıları yaklaşık 227 bin olan ve 3+1 modeline göre istihdam edilen sözleşmeli öğretmenler, sağlık personeli ve din görevlilerinin de süre aranmaksızın hemen kadroya alınacak. Kadroya geçmek istemeyenlerin hakları görevleri sona erene kadar şahsa bağlı olarak korunacak.
Sözleşmeli olarak istihdam edilenlerden, kısmi zamanlı ve proje bazlı çalışanlar, yabancı uyruklular, askeri personel, akademik personel, KİT personeli, sanatçılar, meclis danışmanları, Sağlık Bakanlığı yöneticileri ile personelinin tamamı sözleşmeli olan kurumlarda çalışanlar kadroya geçiş kapsamı dışında kalacak.
MEMUR-SEN: SEVİNCİ PAYLAŞACAĞIZ
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yapılan düzenlemeyle kadrolu, süreli-süresiz sözleşmeli, özel izne tabi şeklinde görev karmaşasının son bulacağını belirterek, "Bugün 500 bine yakın sözleşmelinin sevincini paylaşacağız. CHP, HDP'li belediyelerde çalışan sözleşmelilerin iki satır yazıyla işten çıkarılmalarına tanıklık ettik. Belediyelerin çıkardığı sözleşmeli personelin bir kısmı mahkeme kararıyla işine döndü" dedi. Yalçın, sözleşmelilere yönelik yönetici pozisyonlarında görevlendirme yapılmama durumunun da ortadan kalkacağını vurguladı.
KADEME, TAYİN, İZİN HAKKI OLACAK
Yasal düzenlemeyle birlikte sözleşmeli personel de görevde yükselme sınavına katılabilecek.
Kademe, derece ilerleme hakkına sahip olacak, unvan değişikliği sınavına katılabilecek.
Kurumlar arası yer değişikliği hakkına sahip olacak.
Eş durumu mazereti hakkının kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı ortadan kalkacak. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idarenin tasarrufuna bırakılmayacak.
Kullanılmayan izin bir sonraki yıla aktarılabilecek.
Ücretsiz izne ayrılma, yurt dışında eğitim veya görevlendirme hakkına sahip olacak.
Arazi tazminatı, harcırah alma hakkına kavuşacak.
Yemek ücreti yardımından faydalanacak.
Sözleşmenin personel tarafından feshi halinde iş sonu tazminatı ödenmemesi durumu son bulacak.
Doğum nedeniyle sözleşmesi feshedilen sözleşmeli personelin doğum sonrası kuruma dönüşlerinde kurumun takdiri durumu son bulacak.
İstifa halinde aynı pozisyona dönememe durumu sonlanacak.
Demokrasi kültürünün gelişmesiyle sendikal faaliyetlerin etkinliği arasında doğru bir orantı vardır. Demokratik teamül ve işleyişin güçlü olduğu sistemlerde sendikalar da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer alıyor. Millet iradesine vesayetin gölgesinin düştüğü toplumlarda ise sendikalar etkisiz eleman olmaktan, geri plana itilmekten kendilerini kurtaramaz. Sendikaların etkinliğini ve gücünü etkileyen bir diğer unsur da bağrından çıktığı toplumla aynı yöne bakması, aynı hissiyatı paylaşmasıdır. Milletine ve milletinin değerlerine yabancı bir sendikal hareketten işçiye de, kamu görevlisine de, ekonomiye de hiçbir hayır gelmez.
Bunlar kimi zaman bilinçli kimi zaman da bilinçsiz, siyaseti ve toplumu dizayn etmenin amacı olarak kullanılmışlardır. Türkiye olarak bir asrı bulan gerek hak ve özgürlükler gerekse ekonomik kalkınma mücadelemizde bu acı hakikate defalarca şahitlik ettik. Geriye doğru baktığımızda bu ülkede sendikacılık adı altında farklı tolum kesimlerimiz arasında kavganın, gerilimin, kutuplaşmanın körüklendiğini gördük. Bu ülkede kimi sendikaların vesayete uygun ortam hazırlamak için piyon olarak kullanıldığını, hatta el altından desteklendiğini gördük. Bu ülkede ideolojik bağnazlıkla hareket eden sendikaların, demokrasiyi korumak yerine beşli çete olarak darbecilere alkış tuttuğunu gördük. Bu ülkede milletin seçtikleri karşısında 'ordu göreve' pankartları altında sıraya girmekten utanmayan sendikalar gördük. Bu ülkede marjinal yapıların sözcülüğünü yapan, teröristlere aleni destek veren, bölücü örgütün eylemlerini meşrulaştırmak adına kırk dereden su getiren sendikalar gördük. Hasılı insan hayatını, özgürlüklerini, emekçilerin hak ve hukukunu savunmak yerine iç ve dış güç odaklarına selam duran vesayetin oyuncağı haline gelmiş sözde sendikalar gördük.
Benzer çarpıklıklar üniversitelerden gazetelere, baro ve odalardan siyasi partilere kadar geniş bir yelpazede geçerlidir. Yaşadıklarımız bize ideolojik sendikacılığın ne ülkemize ne de demokrasimize hiçbir katkısının olmadığını ve olamayacağını göstermiştir. Günümüz Türkiye'sinde artık bu sendikacılık anlayışının hiçbir hükmü, etkinliği ve itibarı kalmamıştır.
Ülkemiz son 20 yılda ayağına vurulan diğer prangalarla birlikte ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur. Hatta hatırlayın seçimler öncesinde 'hiç kimse belediyelerimizden atılamaz' deniyordu. Büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne konan işçilerimizi gördük mü? Gördük… Memurlarımızı gördük mü? Gördük… İşte şimdi onların hepsi yasal düzenlemeyle görevlerinin başına dönecekler.
Attığımız bütün bu adımlarla bizlerin farklı alanlarda hayata geçirdiği reformların yanı sıra Memur-Sen gibi kuruluşlarımızın da hamdolsun çok önemli payı var. Memur-Sen 28 Şubat başta olmak üzere tüm anti demokratik girişimlerde daima milletin ve milli iradenin safında yer almıştır. 27 Nisan bildirisinden gezi olaylarına, 17-25 Aralık teşebbüsünden 15 Temmuz ihanetine kadar demokrasimize kasteden tüm saldırıların üstesinden Memur-Sen camiasıyla birlikte geldik.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi tarihimizin en kritik yönetim reformunu gerçekleştirirken Memur-Sen'in gülcü desteğine şahit olduk. Son 20 yılda vesayetçi sisteme, cuntalara, ihanet çetelerine ve terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadelede desteğini esirgemeyen Memur-Sen'e buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Yasal düzenlemeyle birlikte sözleşmeli personel de görevde yükselme sınavına katılabilecek. Kademe, derece ilerleme hakkına sahip olacak, unvan değişikliği sınavına katılabilecek. Kurumlar arası yer değişikliği hakkına sahip olacak. Eş durumu mazereti hakkının kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı ortadan kalkacak. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idarenin tasarrufuna bırakılmayacak.
Kullanılmayan izin bir sonraki yıla aktarılabilecek. Ücretsiz izne ayrılma, yurtdışında eğitim veya görevlendirme hakkına sahip olacak. Arazi tazminatı, harcırah alma hakkına kavuşacak. Yemek ücreti yardımından faydalanacak. Sözleşmenin personel tarafından feshi halinde iş sonu tazminatı ödenmemesi durumu son bulacak.
İŞTE YENİ HAKLAR
Kademe, derece hakkı olacak.
Unvan değişikliği sınavına katılabilecek.
Yönetici pozisyonunda görevlendirilebilecek.
Kurumlar arası yer değiştirebilecek.
Sözleşmenin yenilenmeme ihtimali olmayacak.
Eş durumundan tayin hakkı olacak.
Kullanılmayan izin sonraki yıla aktarılacak.
Ücretsiz izin, yemek ücreti hakkı olacak.
Harcırah, arazi tazminatı alabilecek.
Doğum sonrası işine dönebilecek.