"5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi" "Modern Zamanın Görünen ve Görünmeyen Aktörleri" oturumuyla sürüyor
Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında gerçekleşen zirve, 2. gününde Atatürk Kültür Merkezi'nde devam ediyor. ABD'den uluslararası motivasyon konuşmacısı ve basketbol koçu Bilqis Abdul-Qaadir, buradaki konuşmasında, bir dönem profesyonel olarak oynadığı basketbolu, başörtüsü nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını anlattı. KADEM Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan'dan önemli açıklamalar! Özel sektörde başörtüsü sorununu anayasa çözer.
"5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi" "Modern Zamanın Görünen ve Görünmeyen Aktörleri" oturumuyla sürüyor
Giriş Tarihi: 5.11.2022 16:48 Son Güncelleme: 6.11.2022 07:01
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve KADEM tarafından düzenlenen "5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi", "Modern Zamanın Görünen ve Görünmeyen Aktörleri" oturumuyla sürüyor.
Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında gerçekleşen zirve, 2. gününde Atatürk Kültür Merkezi'nde devam ediyor.
ABD'den uluslararası motivasyon konuşmacısı ve basketbol koçu Bilqis Abdul-Qaadir, buradaki konuşmasında, bir dönem profesyonel olarak oynadığı basketbolu, başörtüsü nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını anlattı.
Abdul-Qaadir, "Basketbol oynuyordum ancak başörtüm nedeniyle birine çarpıp zarar verebileceğim söylendi. Bu kumaş sonuçta, kimseye zarar veremem. Bir seçim yapmak zorunda kaldım. Hayatımda karşı karşıya kaldığım en zor seçimlerden biriydi. FIBA'ya karşı mücadele yürütmeye çalıştım. Bu 4 yıl sürdü. İman ve spor arasında seçim yapmak zorunda kaldığımda bana çok fazla çıkış yolu kalmadı. İnsanlar bana dik dik bakarak ya da alaycı laflar atarak beni rahatsız ettiklerinde iyi bir basket atıp onları susturmak gibi motivasyonum oldu." diye konuştu.
İngiltere merkezli Media Monitoring Merkezinden gazeteci ve yönetmen Rizwana Hamid de medya gözetmenliği konusunda açıklamalarda bulundu.
Medyanın algı ve fikirlerin şekillendirildiği en önemli mecra olduğunu belirten Hamid, şunları söyledi:
"Medya derken, içinde sosyal medya, ana akım medya, geleneksel medyanın hepsini kastediyorum. Biz her gün yüzlerce makaleyi, klipleri, televizyon programlarını denetliyoruz, inceliyoruz. Her gün yaklaşık 50 bin içeriği meslektaşlarımız inceliyor. Özellikle Batı'da veriler bize şunu gösteriyor, medyanın İslam'a dair bakış açısı, bir kesime yönelik hasmane duygularını artırıyor, nefret duygularını azdırıyor. Biz de medyayı incelemeye tabi tutarak kanıt temelli bir şekilde çeşitli medya kuruluşlarıyla yüzleşme yaşayabiliyoruz. Onlara bu şekilde ne tür klişelere düştüklerini gösterebiliyoruz. İslam'a dair günbegün birtakım klişeler yayımlıyorlar. Söz konusu klişeler artık ana akım medyaya nüfuz ediyor. Bu da insanların üzerinde doğrudan etki yaratıyor."
Suriyeli ödüllü film yapımcısı ve aktivist Waad Al Kateab, Suriye'deki savaşı anlattığı ödüllü filmi "Sama İçin" hakkında konuştu.
Al-Kateab, hikayesinin 11 sene önce başladığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Suriye iç savaşı başladığında ben de protestocuların içinde yer alıyordum. Söz konusu yılda işlerin iyiye gideceğine dair umudu barındırıyordum. 'Sama İçin' ben, kızım ve eşim, 5 sene boyunca neler yaşadık bunu anlatıyor. Eşimin çalıştığı hastanedeki insanların, çalıştığım okuldaki insanların hikayeleri var. 'Sama İçin' sadece benim filmim değil, birçok Suriyelinin hayatını yansıtıyor. Bütün topluluk olarak Suriye'de neler yaşandığını anlatıyor. Sonraki kuşakların neler yaşayacağını da anlatmaya çalıştık. Filmi çekerken pek çok sefer bu işi başaramayacağımı düşündüm. Film, adeta beni hayatta tutan araç haline geldi."
Avustralyalı oyuncu Reshad Strik, çeşitli ülkeleri ziyaret edip film sektöründe yer aldığını, bu sayede farklı kültürleri yakından görme fırsatı yakaladığını kaydetti.
Filipinler'de kadınların çoğunun çalıştığını, erkeklerin ise oturup horoz dövüşü izlediğini belirten Strik, "Bunu gördüğümde şok oldum, inanamadım. Endonezya'da bu durum biraz daha dengeliydi. Erkeklerin çoğu çalışıyordu. Gana'ya gittiğimde kadınlar her gün çalışıyordu. Başlarında 20 kilogram suyla kilometrelerce yürüyorlardı. Kadınlar çiftçilik, avcılık yapıyorlardı. Amazon kadınları gibilerdi, güçlülerdi. Gana'da bu kadınların nasıl çalıştıklarını gördüğümde ağladım." diye konuştu.
Konuşmaların ardından KADEM Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, katılımcılara sertifika verdi.
Zirve, sonuç bildirgesiyle sona erecek.
KADEM Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan'dan önemli açıklamalar! Özel sektörde başörtüsü sorununu anayasa çözer
KADEM Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan'dan önemli açıklamalar! Özel sektörde başörtüsü sorununu anayasa çözer YAŞAMSabahKadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, özel sektörde başörtüsü yasağının sürdüğüne işaret ederek, "Her gün yeni bir iş başvurusu, başörtüsü sebebiyle reddediliyor. Dolayısıyla anayasal bir güvence tabii ki başörtülüler için faydalı olacaktır" dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile KADEM tarafından "Kültürel Kodlar ve Kadın" ana temasıyla düzenlenen '5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde soruları yanıtlayan Bayraktar, son dönemdeki başörtüsü konusunun anayasal güvenceye alınmasıyla ilgili çalışmalara değinirken, "Başörtüsü keşke olması gerektiği gibi çok normal görülüyor olsaydı, tartışma konusu bile olmasaydı. Bir kadının açık veya kapalı olması ne yasal ne anayasal bir düzenleme gerektirseydi. Ama Türkiye, iktidarın yasağı kaldırmasıyla rahatladı. Devlet kurumlarında artık bu yasakla karşılaşmıyoruz. Her şeye rağmen hâlâ özel sektörde bu ayrımcılık sürüyor. Her gün yeni bir iş başvurusu, başörtüsü gerekçesiyle reddediliyor. Bu zihniyetin hâlâ aktif bir şekilde Türkiye'de var olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla evet anayasal bir güvence tabii ki başörtülüler için faydalı olacaktır" değerlendirmesini yaptı.
Ailenin veya dini inanışların kadını ikincilleştirdiği yönünde bir algı olduğunu ancak bu algının çok yüzeysel ve haksız olduğuna inanan bir kadın hareketi olduklarını anlatan Bayraktar, şöyle konuştu:
"Tam tersine ailesi tarafından desteklenen ve ailesini destekleyen bir kadının daha güçlü olabileceğini; önemli olanın aileden ne anladığımız olduğunu, ailenin sağlıklı bir aile olduğu müddetçe kendi içindeki tüm bireyleri besleyen bir zemin olacağını düşünüyoruz. Biz, sağlıksız aileleri değil, sağlıklı aileleri kriter olarak alıp onun üzerine çalışmayı ve kadının 'kariyerim mi ailem mi' diye ikilemde kalmadan kendi potansiyelini ortaya çıkarmasını destekliyoruz. Kadını belli etiketlerden kurtarmak gerekiyor."
Kadın sorunlarının çağlardan beri sürdüğünü, önümüzdeki dönemde de form değiştirip devam edeceğini belirten Bayraktar, "Şu anda kültürel kodları konuşuyoruz ve büyük ihtimalle 10 yıl sonra farklı şeyleri konuşuyor olacağız. Eminim kadın hakları ile alakalı tartışmalar devam edecek. Bunun en temelinde cinsiyetler arası güç dengesizliği var. Bu her çağda, her toplumda kendini gösteriyor. Her şeyden önce kadın zayıf görülüyor, fiziksel ya da ekonomik kaynaklara erişim anlamında. Bu durumun yarattığı mağduriyet, ileriki yıllarda da devam edecek. Kadınlar zaman geçtikçe saygınlıklarının, erkekle aralarındaki; kul olma, insan olma, vatandaş olma anlamındaki denkliklerinin bilincine varmaya başladı. Hak alınmaz verilir, bunun da daha fazla bilincine vardılar. Kadınlar daha aktif ve bilinçli oldukça önümüzdeki yıllarda daha fazla sonuç alacağız" diye konuştu.
CAMİ PROJESİ HAZIRLADIK
Fransa'da tesettür mayosu giydiği için plajlara, havuzlara alınmayan kadınların olduğunu hatırlatan Bayraktar, "Bu olaydan sonra Fransa'da temaslarımız oldu. Gerek milletvekilleriyle gerek kadın STK'larla... Hassasiyetlerimizi belirttik" dedi. Camilerle alakalı bir proje hazırladıklarını anlatan Bayraktar, "Bütün dünyada ibadet mekânlarına alınmayan kadınlar var. Türkiye'de alınmama gibi bir sorun yok ama ana mekân sanki sadece erkeklere hasmış gibi bir anlayış hâkim. Bu anlayış çok sıkıntılı. Nihayetinde kadınların namazı arkada kıldıkları sürece ana mekânı paylaşmakla ilgili hiçbir sorun olmamalı. Peygamber Efendimiz kadınları teşvik etmiş namaz hususunda. Kadınlara daha küçük, havasız, kötü kokan odalar veriyorlar. Camiler hepimizin. Camiye herkesin erişimi çok daha kolay olmalı" dedi.
Konuşmaların ardından KADEM Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, katılımcılara sertifika verdi.
Zirve, sonuç bildirgesiyle sona erecek.
KADEM Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan'dan önemli açıklamalar! Özel sektörde başörtüsü sorununu anayasa çözer