Adalet Bakanı Gül, Adana’da ”Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı”na katıldı
Giriş Tarihi: 24.12.2021 13:46 Son Güncelleme: 24.12.2021 17:16
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, reformların toplumun adalet beklentisini karşılayacak düzenlemeleri içerdiğini belirterek, “2023, adalet alanında da bir milat olacaktır. Reformların vatandaşımıza dokunduğu güven veren bir adalet sistemini kurmuş olacağız” dedi.
Adana’da 14’üncüsü düzenlenen Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı’na katılan Adalet Bakanı Gül, yargı mensuplarının sahada uygulamada karşılaştıkları sorunların dinlenmesi, önerilerin alınması ve bu konuda daha iyi uygulama örneklerini hayata geçirilmesi adına bu toplantılara çok önem verdiklerini söyledi.
ADALET, TOPLUMUN EN ACİL İHTİYACI VE İNSANIN EN TEMEL HAKKIDIR
Adalet Bakanı Gül, adaletin tarih boyunca mülkün temeli olduğunu, adaleti sağlamanın de devletin temel görevleri arasında yer aldığını belirterek, “Adalet toplumun en acil ihtiyacı ve insanın en temel hakkıdır. Hukuk devleti de adalete erişimin en temel güvencesidir. Bu nedenle, hukuk devletinin tüm unsurlarıyla tahkim edilmesi en temel hassasiyetimizdir. Hukuk devletinden anladığımız da bir kanun devleti değildir elbette. Bağımsız ve tarafsız yargının, hukukun üstünlüğünü teminat altına aldığı, herkesin ve her kurumun hukuka bağlı olduğu bir sistemdir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, milletin yargıya güvenini arttırarak, ‘evet adalet yerini buldu’ duygusunu geliştirecek, en temel anayasal ilkedir. Bu değeri, bu inancı, bu kutsal vazifeyi, bir kutsal meşale olarak daha yukarılara taşıyacağınıza inancımız tamdır.” diye konuştu.
YAPTIĞIMIZ TÜM REFORMLARIN MEYVELERİNİ ALMAYA BAŞLADIK
Bakan Gül, 2023 yılının güven veren ve erişilebilir adaletin sağlanması adına bir milat olacağını vurgulayarak, adaletin sadece bugünün ve dünün değil, yarının da ve kıyamete kadar bütün tarih boyunca mülkün temeli olduğunu ve temeli olmaya da devam edeceğini kaydetti. Cumhuriyetin yüzüncü yılına girerken reformların etkinliğinin arttığını anlatan Bakan Gül, “Bu yıl, Cumhuriyetin yeni yüzyılına gitmeden önceki son yılımız. İnanıyorum ki, yaptığımız yapacağımız tüm reformların meyvelerini almaya başladık. 2023’te, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, vatandaşımız, milletimiz, ‘evet, tüm bu reformları artık hissediyorum, güven veren ve erişilebilir adaleti hissediyorum’ duygusunu kazanacaktır. Bunu da hep birlikte yapacağız. Cumhuriyetin yeni yüzyılına girerken yeni, güven veren, erişilebilir bir adalet sistemine de vatandaşımızı da kavuşturmuş olacağız. Bu düşünceyle 2023’te adalet alanında da bir milat olacaktır. Reformların vatandaşımıza dokunduğu güven veren bir adalet sistemini kurmuş olacağız.” diye konuştu.
SON ÇARE, SON KAPI, ADLİYENİN KAPISIDIR
Yeni bir yıla girilen bu dönemde bu toplantılar vesilesiyle aynı zamanda geçen yılın muhasebesini, gelecek yılın da planlamasının yapıldığını belirten Adalet Bakanı Gül, toplumun adalet beklentisinin hayatın her alanında lazım olduğunu kaydetti. Bakan Gül sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette sizden beklenen adalet de yargısal adalet, yargıya intikal etmiş konulardaki adalet hususu. Burada da en kesin, en net ve en güven veren şekilde sizlerin bunu gerçekleştirmesi milletimizin beklentisidir. Son çare, son kapı, adliyenin kapısıdır ve insanımız da bu güveni sizlere, yargıya, güven duyarak sorunlarını çözmek istemektedir."
VATANDAŞIN BEKLENTİSİ, MAKUL SÜREDE ADALETİN TECELLİ ETMESİDİR
Yargı ve yürütmenin ayrılmasının önemini anlatan Bakan Gül, "Bu perspektif yargıyı daha da güçlendirmek, bağımsızlığını arttırmak için atılmış çok önemli bir adımdır. Dolayısıyla altını çizerek söylüyorum, Adalet Bakanı ya da yürütmenin başka bir unsurunun 'şu davayı aç, bu davayı açma, şunu tutukla, şunu tutuklama' gibi hiç kimsenin bu anlamda bir yetkisi yoktur. Daha önce bu anlamda talimat verme yetkisi vardı, bunu da biz kaldırdık, hükümetimiz kaldırdı. Neden, çünkü yargı tamamen bağımsız olacak. Yürütme bu anlamda hiçbir şekilde 'yargısal yetki kullanmasın' anlayışıyla, yaklaşımıyla bunu biz kaldırdık. Bu hukuk sistemimizi, bu hukuk kültürünü de hep birlikte inşa etmek, bunu hep birlikte oluşturmak mümkündür. Bu sadece bizim de değil, medyadan sivil topluma, kurumlara kadar herkesin, hepimizin ortak yükümlülüğüdür. Bizim yargının işini yapma hakkımız, yetkimiz yok ama bu ülkenin bir vatandaşı olarak ve 84 milyon vatandaş olarak, yargıdan da bu konuda adaletin tecelli etmesi, adil kararın verilmesi ve makul sürede verilmesi konusunda da haklı ve esaslı bir beklenti hakkı vardır." dedi.
VATANDAŞIMIZIN HAKLI TALEPLERİNİ YERİNE GETİRMEK HEPİMİZİN SORUMLULUĞUDUR
Vatandaşın yargıya meramını anlattığında çok iyi dinlenilmesi gerektiğini, bunun herkesin doğal hakkı olduğunu anlatan Adalet Bakanı Gül, vatandaşın, eşit, adil ve saygın bir muamele beklediğini vurguladı. Bakan Gül sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu beklentiler, yargısal işleyişin de karnesidir. Bu karnemizi de vatandaşımız doldurmaktadır. Vatandaşımız adına karar verdiğiniz bu süreçte vatandaşlarımızın beklentilerini bu anlamda değerlendiriyoruz. Tüm vatandaşlarımıza sorduk, yeni çalışmamızı yaptık. Adliyeye gelen ve gelmeyen vatandaşımıza sorduk, 'neler bekliyorsunuz?' Bu beklentileri sizlerle paylaşacağız. Vatandaşımızın bu haklı taleplerini yerine getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu adalet kapısının herkese açık olması ve herkesin bu kapıdan memnuniyetle ayrılması en temel amacımızdır, bu konu da milletimizin yargıdan beklentisidir."
MAĞDURUN ÇOCUK VEYA ENGELLİ OLDUĞU SORUŞTURMALARDA, KILI KIRK YARMALIYIZ
Bakan Gül, özellikle kırılgan grubun mağdur olduğu soruşturma sürecinde hukukun tüm araçlarının en etkin şekilde kullanmanın önemini vurgulayarak, “Vicdanları derinden yaralayan bir olayın soruşturmasında doktor raporundan kamera kayıtlarına, güvenlik kamerasına kadar her türlü ayrıntıya soruşturma aşamasında savcılığın dikkat kesilmesi gerekiyor. Kamerası var mı, kaydı var mı, doktor raporu nasıl demiş, ne söylemiş? Bu konular üzerinde savcılığın hassasiyetle durması lazım. Hukuk masumun hakkı, mağdurun gözyaşı için vardır. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmasın diye vardır. Özellikle bu mağdur bir çocuksa, bir engelliyse, bu soruşturmalarda artık kılı kırk yarmak ve her ihtimali düşünmek, hukukun tüm araçlarını en etkin şekilde kullanmak bizim ortak görevimiz." diye konuştu.
ARABULUCULUK UYGULAMASININ KAPSAMININ GENİŞLETİLMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ
Adalet Bakanı Gül, yargısal adaletin tecellisinde bilirkişilik kurumunun önemine değinerek puanlama esaslı bilirkişi performans sistemi getireceklerinin bilgisini verdi.
Bu yıl arabuluculuk konusunda 532 bin dosyada 1 milyondan fazla vatandaşın birbiriyle davalık olmadan el sıkışarak anlaştığını belirten Bakan Gül, bunun önemli bir sayı olduğunu kaydederek, "Arabuluculuk ile yıllar sürecek bir mesele 1-2 yılda çözüme kavuşmuştur. Bu durum bizde yeni arabuluculuk alanlarının açılması konusunda da yine bize ümit vermiştir. Çalışma hedeflerimizin arasında, reformlarda da bahsettiğimiz çalışmalara bizim için yön vermektedir. Önümüzdeki dönemde de bu çerçevede bazı başlıklarda arabuluculuk uygulamasını geliştirmek istiyoruz, bu alanlarla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuda kira uyuşmazlıklarının da arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulması hususunda bir düzenleme için çalışıyoruz. Özellikle basit bir kira tespit davasının bile yıllarca sürmesi gerçekten kabul edilemez bir durum. Bu hususla alakalı kiracının da kiralayanın da mağdur olmayacağı bir sistem üzerinde çalışıyoruz" dedi.
E-TEBLİGAT İLE 1 YILDA 1 MİLYAR LİRATASARRUF SAĞLANDI
Bakan Gül, e-Tebligat'ın da başarılı bir şekilde uygulandığını kaydederek, bu yıl 38 milyon 951 bin e-Tebligat gönderimi yapıldığını ve bu şekilde 1 milyar lira tasarruf sağlandığını anlattı.
Konuşmasının ardından Bakan Gül, emekli olan Adana Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Sabri Beytorun'a plaket verdi.
YORUMLAR